2024 yılına yansıyan ekonomik durağanlık ve yüksek faizli politikalar nedeniyle traktör sektörü istediği ivmeyi gerçek anlamda bir türlü yakalayamadı.
En son bursa tarım fuarında firma yetkilileri ile yaptığım görüşmelerde işlerin hiçte iyi olmadığını herkesin yüz ifadesinden okumak çok zor değildi.
Traktör sektörü TÜİK verilerine göre ilk on aylık traktör satışlarında 52.000 adeti yakalamış. 52 bin adet karşısında markaların davul zurna çalarak kutlamalar yapması gerekirken ortada can sıkıcı gerçekler duruyordu.
Kota sistemi ile hareket eden birçok bayi, bankaların kendilerine tanımladığı bir tür kredi limiti olan doğrudan borçlanma (DBS) ile ciddi bir faiz ve borç girdabına girdiler.
İşlerin artık şirazesinden çıktığını iş işten geçtikten sonra öğrenmiş olan bayiler için ise tam bir trajedi ve hesap kitapsızlık ap-açık ortadaydı.
Satarak batmak!
Bu değim önemli, değerli ve finansal anlamda iyi anlaşılması gereken bir kavram!
İkinci el traktör piyasasının el frenini çekmesi ve yaşanan durağanlık ile satılan her sıfır traktörün yaklaşık %40’nın bayinin traktör stokunda kalmasına yol açtı. Yapılan her satış ile bayinin ikinci el stokunda ki riski yönetilemez hale geldi.
Firma baskısı ile de yeni mal alımına girmek zorunda kalan kimi bayilerde yaşayacakları ekonomik sıkıntıların önünü açtı.
Faizlerin neredeyse sıfıra yakın olduğu dönemlerde perakende satışa mal yetiştiremeyen bayiler finansal anlamda obez büyümenin bünyelerine verdiği olumsuzluğu, yüksek faizli piyasalara borçlu yakalanarak acı şekilde deneyimleyecekler.
Yaklaşık 600 milyon TL DBS borcu olan bayiler var sektörde.
İşin bu hesapsızlık kitapsızlık kısmı ancak hesabını kitabına göre yapan sektör temsilcilerini ise asıl karamsarlığa iten, yeni yıl heyecanından mahrum bırakan ise 2025’in 2024’ten bir farkının olmayacağı noktasında ki ortak kanaatleri.
Hükümetin uyguladığı ekonomik politikalar, çiftçinin kazanamaması ve kredilerde uygulanan yüksek faiz etkisinin devam edeceğine yönelik kaygılar 2025’i heyecansız kılıyor.
Ankete Katıl
Yerli traktör üreticileri için tercih edilen kur politikası da ayrı bir olumsuzluk. İthal markalarda traktör satış fiyatları neredeyse yerli traktörlerden daha uygun, hatta bazı model ve tiplerde ithal traktörlerin fiyatları daha uygun.
Firmalar açısından maliyet artışının dizginlenemiyor olması ciddi sıkıntılar yaratmakta. Kağıt üzerinde bayi alış listelerine aylık %5 ile %7 zamlar halen devam ediyor.
Yeni yılda çalışanlara yapılacak olan zamlar ile birlikte elektrik ve doğalgaza gelecek olan zamlar birlikte baskılı kur politikası da bir araya gelince maliyetlerde ciddi artışlar öngörülmekte.
Ayrıca sektörün başının belası Euro5 motora geçişte traktörlerde kullanılan motor maliyetlerini en az %30 artıracak. Yaşanacak dönüşüm ile birlikte Euro5 motorlarda kullanılması zorunlu olan adblue katkılı yakıtlarda çiftçinin de maliyetlerinin ciddi derecede artıracak.
Şuan ki Adblue fiyatlarına sakın ola aldanmayın, dönüşüm tamamlandıktan sonra akaryakıt sektörünün hamlelerini hep birlikte göreceğiz.
Tabi Euro5 dönüşümünde yaşanması muhtemel servis sürecinde ki karmaşaya şimdilik değinmiyorum!
Özetle 2024 yıl bizlere traktör satışlarının 60-62 bin adet ile kapatacağını gösteriyor.
Ne kadar kendi içinde sıkıntılar yaşasa da Türkiye traktör pazarı, yüksek adetler ile küresel markalar için cazibe oluşturmaya devam ediyor.
Dünyanın en büyük traktör üreticilerinden biri olan Hindistan TAFE firması ülkemizde kendisi yapılanma kararı aldı.
G.Kore’nin prestijli traktör markası olan KİOTİ distribütörü ile Türkiye pazarında güçlü bir değişim ve dönüşümle yeni yıla oldukça iddialı hazırlanıyor.
Şu aşamada markayı belirtmek için erken olsa da Çin’in en büyük, dünyanın ikinci büyük iş makinası firmalarından birinin ürettiği traktör markası ile Türkiye pazarında yerini almak için gün sayıyor.
2025 yılında kartların yeniden dağıtılacağını ve daralan pazarda firmaların yeni stratejiler geliştirmesinin elzem olduğu ortada.
Türkiye traktör sektöründe dönüşümler ve gelinen seviyenin sürdürebilirliği oldukça önemli, onun için değişme ve dönüşüme giden yolda üreticileri desteklemek, mevzuatları çiftçinin aleyhine gözden geçirmek çok önemli.