****Bir çiftlik iflas ederse, sadece tarımsal işletme kapanmaz, bunun sonucunda bir aile de varlığını kaybeder!

****İstanbul Ticaret Odası enflasyon rakamlarını açıkladı. Enflasyon aylık % 3,64 ve yıllık % 59,10 oldu. Gıda, konut, sağlık ve giyimde enflasyon uçuyor. Gıda da aylık %3,4, Kuru/Yaş Meyveve sebzede % 19, Konutta % 4, Giyimde % 11,43 ve Sağlıkta % 4,17 oldu.

****Gıda ve tarım sektörlerinde yoğunlaşma ve rekabet eksikliği var. Bu nedenle gıda fiyatlarında yüksek artışlar yaşanmaktadır.

**Acaba hükümet bu artışlara karşı düzenleme ile bir yasak getirebilir mi? Gıda endüstrisindeki birleşmelere karşı sert önlemler alabilir mi?

**Cumhuriyet tarihimizin en yüksek gıda fiyatları hepimizin cüzdanını vurmaya devam ediyor.

**Hükümetin yıllardır bu pahalılığı önlemek için yaptığı çalışmalardan sonuçta alınamıyor. Yaptığı çalışmaları geliştirmek ve genişletmek zorundadırlar.

*Ekonomistler dinlenmiyor. Yaptıkları analizler dikkate alınmıyor. Üreticiden çıkış fiyatı ile tüketicinin aldığı fiyat arasında çok büyük fark var. Bu fark açılıyor.

**Enflasyon önce üreticilere sonra gıda endüstrisini ve marketleri etkiliyor..

****Arzı sınırlamak ve fiyatları sabitlemek nasıl olmalıdır?

Herhangi bir sektörde çok az şirket olduğu için artık pazar payı için birbirleriyle rekabet etmelerine gerek kalmıyor. Bunun yerine arzı sınırlamak ve fiyatları belirlemek için birlikte çalışıyorlar.

Bu yaygın piyasa suistimalleri üzerinde gerçek dünyanın da etkisi vardır.

****İşte bu şirketler çiftçileri her açıdan sıkıştırıyor. Tohum ve gübre gibi girdiler için onlardan daha fazla para alırken ürünleri için daha az ödeme yapıyorlar. Genellikle tedarik zinciri kesintilerini, çiftçiler için fiyatları daha da artırmak için bahane olarak kullanıyor. Girdi fiyatı çok yükseldikçe o şirketler daha fazla kar ediyor…

*Tüketiciler ne yapıyor? Aşırı yüksek fiyatlar nedeniyle temel gıdaları alışveriş listelerinden çıkarmak zorunda kalıyor. 

Güçlü gıda şirketleri üretim maliyetlerindeki artışın çok ötesinde fiyatları artırarak kendilerini enflasyondan kurtarıyorlar. Kazançlarını daha da artırıyorlar. Halkımız ise ailelerini beslemek için mücadele ediyor. Ayrıca ucuz sağlıksız ve kalitesiz gıdaya yöneliyorlar.

**Bu nedenlerden işçilerde, gıda sistemlerindeki yaygın birleşmeler nedeniyle çok düşük ücretler alıyorlar.

****Fiyatların artışı durdurulmalıdır.

*Hem üreticiden ucuz alıyorlar hem tüketiciye yüksek satıyorlar. Bu konularda daha fazla araştırma ve daha sık denetim gerekmektedir.

*Ayrıca bunu yapan firmalarda tek tek açıklanmalıdır.

*Bir yanda büyük firmalar diğer yanda çiftçiler ve tüketiciler..

****Yurt dışında da bu olaylara şahit oluyoruz.

**Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden aylar önce, gübre fiyatları tüm zamanların en yüksek seviyelerine fırladı. Bu artışlar, çiftçilerin soya fasulyesi ve mısır gibi emtia ürünlerinden elde ettikleri gelirdeki artışla şüpheli bir şekilde çakıştı. Bunu incelediğimizde, gübre şirketlerinin kendi mali tablolarının daha yüksek maliyetler ve tedarik zinciri sorunları hakkındaki bahanelerini çürüttüğünü gördük. 

*Bu konularda hükümet neler yapabilir?

*Tarım ve Orman Bakanlığı ve diğer ilgili bakanlıklar ne yapabilir?

*Kimler alınacak kararlara karşı çıkar?

*Kimler alınacak kararları destekler?

*Takip edelim……

****Almanya’da yapılan bir çalışma ile ilgili bilgi vermek istiyorum. Bu çalışma sonucunda enflasyonda tarımın fiyat belirleyici olmadığı görüldü. Hükümet, üretici ve tüketici fiyatlarının karşılaştırılması yaptırdı. Bazı durumlarda perakende satış fiyatının yalnızca yüzde beşinin çiftçilerin cebine girdiğini tespit etti.

****Enflasyon ve başta gıda olmak üzere pek çok alanda artan fiyatlar insanları oyalıyor ve tasarrufa teşvik ediyor. Özellikle gıda sektöründe tüketiciler, kasaya yöneldiklerinde anında maliyetlerle karşı karşıya kaldıkları için fiyat artışlarından özellikle haberdar oluyorlar. Fiyat artışlarının sorumlusu kim? Son aylarda tarım sıklıkla enflasyonun itici gücü olarak gösteriliyor. Hükümet bu nedenle hükümet sahayı kontrolsüz bırakmak istememiş. Üretici ve tüketici fiyatları arasında bir karşılaştırma yaptırmış. Bunu da saklamadan açıkladılar.

*Öncelikle tarımda sorumluluğun çok az olduğunu gördüler.

****Sonuçlarda neler var?

*Gıdanın, tüketiciler için önemli ölçüde daha pahalı hale geldiğini ve enflasyona katkıda bulunduğunu görülmüş. Ancak tarım, değer zincirinin tamamında yalnızca bir halka olduğundan, bundan yalnızca kısmen sorumlu olduğu tespit edilmiş. Bunun kesinlikle enflasyonun itici gücü olmadığı tespit edilmiş.

*Bu fiyat karşılaştırmasında iki parametre dikkate alınıyor. Değer zincirinin tamamını kapsayan aralık ve üretici gelirlerinin tüketici fiyatı içindeki yüzdelik payı….

****Tost ekmeği ve elmayı incelemişler.

*Çeşitli işleme ve pazarlama aşamalarına sahip yüksek düzeyde işlenmiş bir gıda olarak tost ekmeğinin fiyatı son beş yılda neredeyse iki katına çıkmış. Tahıl üreticilerine giden tüketici harcamalarının payının artık ekmek ruloları için yüzde beşten azdır.

*Üretici fiyatlarının kısa süreliğine arttığı kısa tahıl hasatları, tüm değer zinciri boyunca fiyat artışları için defalarca bir neden olarak kullanılmış. Ancak üretici fiyatları tekrar düştüğünde bu durum artık tersine dönmüyor yani tost ekmeğinin fiyatı düşmüyor.

*Elma gibi işlenmemiş ürünlerde marj yıllar geçtikçe daha yavaş arttı. Ama burada da üretici fiyatının tüketici fiyatı içindeki payı şaşırtıcı bir şekilde sadece yüzde 30 civarındadır.

Kaynakları, işletme maliyetleri, (örneğin tohumlar, enerji maliyetleri, yem vb. için temel maliyetler) ve tarımda sürdürülebilir, çevre dostu ve hayvan refahı dostu üretime yönelik artan toplumsal beklentilerin karşılanması büyük ölçüde arttı.

Üretimde ve dolayısıyla tüketici açısından da önemli maliyet artışları, örneğin yumurtalara (yem, hayvan refahı gereklilikleri) ve ete (işçilik, lojistik ve enerji maliyetleri) yansıyor.

***Genel olarak, üretici fiyatlarının geçici olarak yükseldiği aşamaların sıklıkla tüketici fiyatlarını artırmak için kullanıldığı görülebilir. Öte yandan, düşen üretici fiyatları ya da zayıflık dönemleri tüketicilere daha seyrek ve bazen de gecikmeli olarak yansıyor.

****Enflasyon ve pahalılık nedenleri arasında, ana tarım işletmeleri listenin en altında yer alıyor.

Şirketlerin sahadan sofraya kadar adalet ve takdir yoluyla değer yaratması gerekiyor! Çünkü şu açıktır; Bir çiftlik iflas ederse, sadece tarımsal işletme kapanmaz, bunun sonucunda bir aile de varlığını kaybeder!

Bölgesel ürünlerin reklamını yapan herkes, sürekli olarak yüksek kaliteli bölgesel ürünler sunmalı ve en ucuz ürün için rakiplerle rekabet etmeye odaklanmamalıdır. Üreticilerle saygılı bir ortaklık sağlanmalıdır. Kesinlikle sürdürülebilir olmalıdır.

****Siyaset de buna katkıda bulunmalıdır. Tarım, kırsal alanların önemli bir direğidir. Sadece gıda üretmekle kalmaz, kültürel manzaramızı korur ve sürdürür. İstihdam ve katma değer yaratır. Daha yüksek gereksinimlere, daha fazla bürokrasiye ve daha fazla gereksinime hayır diyorlar! Son yıllarda çiftçilere yönelik ihtiyaç paketleri giderek büyüdü ancak cüzdanlarındaki para değişmedi. Hatta para miktarı azaldı. Bu böyle devam edemez.

****Ülkemizde bu durumu daha acımasız olarak yaşıyoruz. Yapılan denetimler göstermelik olarak kalıyor.

**Son bir ayda tarlada veya bahçede fiyatların düşüklüğü nedeniyle toplanamayan ve maliyetinin altında satılan ürünleri kaça alıyoruz? Tarlada veya bahçede fiyatlar düşünce marketlerde neden düşmüyor?

**Hükümet bu konularda gerekli düzenlemeleri çıkarmalıdır. Cezaların caydırıcılık rolü olmalıdır.

**İşte yine aynı yere geldik. Bilimden ve kaliteli eğitimden uzaklaşıyoruz. Böylece ahlak, terbiye ve disiplinde erozyonun hızı arttıkça artıyor. Yoksulluk ve yolsuzlukta artıyor. Tüketicinin ve çiftçimizin eğitim ve gelir düzeyi düşüyor. Kuvvetli lobileri yok. Politik güçleri yok. Ne aracılara, ne gıda sektörüne, ne büyük tekel olmuş gıda satan firmalara ne de siyasilere hesapta soramıyorlar.

****Bunları konuşurken bir partinin ülkemizi 21 yıldır yönettiğini unutmayalım. Bu nedenle bu konularda geçerli mazeretleri de olamaz..

****Bu konularda ilgili otoriteyi uyarmak zorundayım. Dünyada açlık, yoksulluk ve yolsuzluk görülen üstelik adalet olmayan ülkelerde neler yaşanıyor. Bu konu araştırıldığında bu konuların ne kadar önemli olduğu ve boşa geçecek bir saniyenin olmadığı görülecektir. Son pişmanlık fayda vermez. Acil önlem gereklidir. Pastadan kimler fazla pay alıyor ve almaya devam ediyorsa öncelikle onlardan, ekonomi için hazırlanan acı reçeteye daha fazla katkı sunmaları sağlanmalıdır.

Aşağıda dünyada kakao üreticilerinin durumu okuyacaksınız.

Görüldüğü gibi tüm dünyada sorunlar aynı görülüyor. Enflasyona, ürünlerde ki pahalılığa ve gıda da görülen fiyat artışının nedeni çiftçi ve çiftçinin sattığı ürün fiyatı da değildir. Tedarik zincirinde, çiftçi ürün sattıktan sonraki aşamalarda ki fiyat artışlarıdır. Bunun tek amacı var. Daha fazla kar etmektir. Çiftçiyi ve tüketici düşünen yok….

*Bazı ülkelerin siyasetçileri, bu soruna sert önlemlerle çözüm getirmeye çalışıyorlar.

*Bazı ülkelerin siyasetçileri, tribünden seyrediyorlar.

*Bazı ülkelerin siyasetçileri tribüne bile gelmeyip, yurt içinde ve dışında bulunan firmalarla işbirliği içindeler. Onlara danışmanlık yapıyorlar. Bazılarının şirketleri var. Bu grupta bulunanların, ortak özelliği ise ticarette daha fazla kazanç için her şey mubah yolunu seçmeleridir.…

****Dünyada kakao fiyatları yükselmeye devam ediyor. Son yedi ayda üç kat artarak görülmemiş bir rekor kırdı.

**Neden üretim düşüyor?

**Avrupa Birliğinin, ormanları yok edilmesini yönetmenliğinin etkisi var mı?

**Kakao pazarındaki bu belirsizliğin ve istikrarsızlığın nedenleri ne olabilir?

*Kakao, küresel üretimin yaklaşık %75'inin Batı Afrika'dan ve %65'inin yalnızca Fildişi Sahili ve Gana'dan geldiği tropikal bir üründür. Bu ürünün, %95'ten fazlası, yüksek yoksulluk seviyeleri, insan hakları sorunları ve büyük ormansızlaşma seviyeleriyle önemli ölçüde mücadele eden çiftçiler tarafından küçük çiftçi çiftliklerinde yetiştirilmektedir.

*Hem Fildişi Sahili hem de Gana, her sezonun başında yetkililer tarafından belirlenen çiftlik kapısı fiyatlarına sahip hükümet tarafından işletilen sistemlerdir. Fiyatlar, hasat döneminden önceki yıl boyunca mahsulün ileriye satılmasıyla belirlenir. Geri kalan kaynaklar serbest piyasalardır.

*Üretimde büyük bir düşüş yaşandı. Küresel mahsul açığının yaklaşık 400 bin ton olduğu tahmin ediliyor. Bu da üretimin yaklaşık yüzde 10'una denk geliyor.

*-tüketim oranı artık kakao alıcılarının satın alma kapsamını genişletmesini teşvik eden bir seviyededir. Spekülatörler de öne atılıyor ve fiyatları bu rekor seviyelere taşıyor.

*Küresel üretimde neden bu kadar keskin bir düşüş var?

**İklim değişikliği Ekvator dışında ürünün azalmasına neden olmamıştır.

**Aslında, ağaçların yaşı ve özellikle Fildişi Sahili ve Gana'da kakao şişkin sürgün virüsü (CSSV) gibi hastalıklar da dahil olmak üzere birçok katkıda bulunan faktör vardır.

**Ukrayna savaşından sonra yüksek gübre fiyatlarıdır. Bu da kakao üreticileri tarafından neredeyse hiç uygulanmamasına yol açmıştır.

**Gana'daki kakao tarlalarında yasadışı altın madenciliği, son beş yıldır genel olarak düşük çiftlik kapısı fiyatları ve bunun sonucunda daha düşük hayvancılık seviyeleri yer alıyor.

**Bugünkü durum nedir?

**Fiyatlardaki değişiklik ve rekor fiyatlar, tüm oyuncular için son derece zor bir işletme ortamı yarattı. Vadeli işlemler piyasasındaki başlangıç ​​marjlarındaki önemli artıştan ve ayrıca fiziksel varlıkların değerlemesindeki dramatik artıştan kaynaklanan piyasa katılımcılarının nakit akışı üzerinde muazzam bir baskı var.

**Gana ve Fildişi Sahili'nden önemli düzeyde ödenmemiş sözleşmeler konuşuluyor. Bunların 2024/25 sezonuna dahil edilmesi gerekecek. Bu, Gana ve Fildişi Sahili'nin 2024/25'teki bir sonraki mahsulünü mevcut piyasa seviyelerinin çok altında seviyelerde satmış olacağı anlamına geliyor.

Bu nedenle Fildişi Sahili ve Gana'daki kakao çiftçilerinin 2024/25 sezonu için mevcut piyasa seviyesini yansıtan çiftlik kapısı fiyatları görmeleri pek olası değil. Orta mahsullerinde %50'den fazla fiyat artışı görmelerine rağmen, bu yalnızca Haziran civarında başlayan toplamın yaklaşık %20'sini oluşturan küçük mahsuldür. Ayrıca bu %50'lik artışın yaklaşık 1.550 ABD doları/ton gibi çok düşük bir seviyeden yaklaşık 2.450 ABD doları/tona çıktığı da belirtilmelidir. Bu büyük bir adımı temsil ediyor, ancak 2024/25 ana mahsulü için ivme korunacak mı?

**Yüksek Fiyatlar Burada Kalıcı  mı?

*Gelecek sezonun mahsulünün büyüklüğünü veya arz ve talepteki değişiklikleri tahmin etmek için henüz çok erken olmasına rağmen bazı uzmanlar yaklaşık 150.000 tonluk açıklar için tahminler yayınladı. Bu, pazarın güçlü ve dalgalı kalacağını gösteriyor.

*Kakao piyasası beş ila 10 yıllık döngüler halinde işlem görüyor. Yüksek fiyatlar, daha fazla hayvancılığı ve daha fazla ekimi teşvik ediyor. Bu da üretimi artırıyor ve arz ve talebi fazlaya itiyor. Sonunda piyasa üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturuyor.

*Dünya çiftçilerinin yaklaşık %65'i daha iyi fiyatlar görmüyor ve önümüzdeki 18 ay boyunca da göremeyebilir. Bu nedenle, normalde beklenen üretim artışlarının küresel mahsulün yalnızca %35-40'ına uygulanacağı anlamına gelir. Bu, mevcut fiyat seviyelerinin tarihsel döngülerin önerdiğinden daha uzun süre aynı kalacağı anlamına gelebilir.

*Kakaonun karşı karşıya olduğu son zorluk, 30 Aralık 2024'te yürürlüğe girecek olan Avrupa Birliği Ormansızlaşma Yönetmeliği'dir (EUDR). Dünyadaki küresel mahsulün yaklaşık %60'ı her yıl AB sınırını geçmektedir. 2024/25 mahsulü için uyumlu olma gereksinimi, kakao fiyat formülüne yalnızca başka bir değişken unsur ekleyecektir.