İnsan yaya olarak günde birkaç kilometre uzağa gidebilirken; hayvanları ehilleştirip binek olarak kullanmasıyla daha kısa sürede uzak yerlere gidebildi. Böylelikle farklı yerlere ulaştı. Farklı insan ve canlılarla tanıştı. Geniş topraklara sahip oldu.
Uzak yerlere ulaşmak yeterli olmadı. Orada yaşayan topluluğu hâkimiyet altına aldı. Atları, arabaları ve kılıcı kullanan insanlar kendi dönemlerinin süper gücü oldular. Sayıları azda olsa kalabalık toplumları hâkimiyetleri altına almayı başardılar.
Bu topluluklardan ilk devletler ortaya çıktı. Gücü elinde bulunduran topluluklar ulaştıkları yerlerdeki toplulukları kendi gibi konuşmaya ve yaşamaya zorladılar. Gücün karşısında duramayan topluluklar yok oldu.
Bu topluluklarda hayvanlar sadece binek olarak kullanılmadı. Hayvanları sürüler halinde yetiştirilmeye başladı. Koyun, keçi ve sığır sürülerine sahip oldular. İnsan hayvanları ehilleştirip kendi menfaati için kullanırken ekip dikmeyi de öğrendi.
Ekip dikerken hayvanların gücünden faydalandı ve onlarla daha fazla üretim yapmayı başardı. İnsan karnını doyurmak için saatlerce uğraşması gerekirken; artık karnını doyurmak için fazla çaba harcamasına gerek kalmadı.
Tarımı öğrenmesi ile ihtiyacından fazlasını üretti. Çok üreten ve sürüleri elinde bulunduran topluluklar diğer topluluklardan daha güçlü oldu. İnsan elinde bulundurduğu fazla hayvanı vererek kendi ihtiyacını aldı.
İnsanlar arasında bu değiş tokuş ticaretin doğmasına neden oldu. İnsan ticareti de öğrendi. İnsan yiyeceğini kendi yetiştirmeyi ve ticareti öğrenince birlikte yaşama ihtiyacı arttığı için toplumların, devletlerin ve uygarlıkların oluşması kolaylaştı.
İnsanın yaşaması için başka insanların olması zorunlu hale geldi. İnsanın gelişim evrelerinin her döneminde hayvanlar büyük öneme sahiptir. İnsanın yaşamından hayvanı çıkarırsan; insanın gelişiminden söz etmek mümkün olmaz.
Binek olarak kullandığı hayvanlar olmasa uzak yerleri keşfedemezdi. Sürüler halinde hayvanlar yetiştirmese istediği zaman yiyecek bulma imkânı olmadığı için toplu yaşama geçmesi ve ticaret yapması da imkânsız olurdu.
İnsan toplu yaşama geçince sürü halinde hayvan yetiştirdiğinde hayvanlarına (koyun, keçi vb) kurtlar saldırınca köpeklerin sürüyü koruduğu örgendi. İnsan kurtlara ayılara düşman olurken köpeklere dost olmaya başladı.
Tarım alanlarına saldıran domuzlara ve diğer otçul hayvanlara düşman olurken tarımda kullandığı öküz ve inekleri dost kabul etti. Evcilleştirdiği hayvanların sadece etinden, yününden, derisinden, gücünden faydalanırken bunlara sütleri, yumurtalarını ve ballarını ekleyerek hayvanların verim çeşitliğini artırdı.
İnsan tarımsal ürünlerde de gelişme sağlamış üretimi ve çeşitliliği artırmıştır. Ürettikleri fazla tarım ürünlerini saklamayı da öğrendi. Ambarlar oluşturdu. Bu ambarlara musallat olan farelere ve kuşlara düşman olurken, fareleri yiyerek ambarları koruyan kedilere dost olmuştur.
İnsanlar toplu yaşamaya geçince; kendilerini başka topluluklara tanıtmak için bazı isimler ve bazı simgeler edinmeye başladılar. Her topluluk kendisini farklı bir simge ile başka toplumlara tanıtıyordu. Aynı toplulukta yer alanlar aynı simgeyi kullanıyordu.
Bu simgelerde çoğunlukla hayvanlar kullanıyorlardı. Kendilerini o simge ile tanıtıyorlardı. İnsanlar artık bireysellikten kurtularak devletler ve uygarlıklar oluşturdu. Her uygarlık kendine göre kültür oluşturdu. Farklı uygarlıklar, dinler, inanışlar oluştu.
Farklı uygarlık, medeniyet ve kültürlerde hayvanlarla ilişkilerde değişkenlik gösterdi. İnsan hayvanları ehilleştirdi. Ehil hayvan genetik özelliklerini kaybetmeden hayatını devam ettirir. Ehîlleşen hayvan insanların istedikleri işleri yapmaya başladı.
Ekim yapmak için tohumu toprakla karıştırılmasını öğrenip sabanı icat edince; sabanı çekmek yerine göre ineğe, öküze, eşeğe, katıra, ata, deveye düştü. İnsan yaşadığı coğrafi şartlara hangi hayvan varsa ondan faydalandı.
Bir insanı ve hayvanın üstüne yerleştirilen yükü taşımayı yeterli bulmayan insan; aynı anda daha fazla insan veya yükü taşımak istedi ve kağnıyı ve at arabasını icat etti. Tekerleği döndürmek için hayvanın gücüne ihtiyaç vardı. Tekeri bulan insan diğer insanlara üstünlük kurdu.
Ehîlleşip insana hizmet eden hayvanlar insanın yanında statü kazandı ve yaşamlarını sürdürebildi. Ehilleştirilmeyen veya ehîlleşmeyen hayvanların çoğunun soyu ya tükendi yada tükenmek üzere.
İnsan hayvanlarla beraber yaşamaya başladı. İnsan koyun sürülerini korumak için ağıllar yaptı. Ağılların içi daha sıcak olduğu için onlarla beraber yattı. İnsan; hayvanlardan daha fazla ürün almanın yollarını aradı. Bu arayış günümüzde hala devam etmektedir.
İnsan ile hayvan arasında hak ve hukuk oluşmaya başladı.