Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde 10 – 16 Ağustos tarihleri arasında düzenlenen tarım fuarında bu yıl katılım beklenenden düşük olmasına rağmen verimli bir fuar süreci yaşandığı noktasında tüm marka temsilcileri neredeyse hem fikirdi.
Fuar psikolojisini ve tarım sektörünü ela almak adına biraz daha detaylandıralım.
Pandemi dolayısıyla hem katılımcılarda hem de ziyaretçilerde bir tedirginlik olmasına rağmen fuar organizasyonunda alınan tedbirler son derece olumluydu. Fiziki mesafenin korunması, maskesiz ziyaretçi kabul edilmemesi, katılımcıların maske hassasiyeti ve ziyaretçi kabulü sırasında ateş ölçümü ile tüm tedbirler hemen hemen alınmıştı.
Bu açıdan son derece başarılı bir organizasyondu.
Ancak yine de her yıl alışık olduğumuz çevre ilçelerden otobüsler ile ziyaretçilerin getirilememesi, ziraat odlarının organizasyon yapamaması katılımcı sayında gözle görülür bir düşüşün yaşanmasına sebep olmuş.
Sektör açısından ise, arz ve talep dengesinin talep yönünde tam anlamıyla değerlendirilememesi ana sorunlardan biriydi.
2019 yılı traktör satışlarında düşüş yaşanmıştı. Buna paralel olarak üretim, satışların düşmesiyle bir duraksama dönemine girmişti. Firmalarda ki traktör stoku ise, 2020 yılı için yeterli olmasa bile standart bir üretim planlaması ile taleplerin karşılanacağı bir hazırlık içindeydi. Taki mart ayında pandemi sürecinin tüm dünyada ilan edilmesi ile evde ki hesaplar altüst oldu.
Tedarik zincirini olumsuz bir şeklide etkileyen bu salgın 2019 üretim stoklarının da erimesiyle nihai satıcılar tarafından özellikle Nisan ayından sonra hissedilmeye başlandı.
Özellikle İtalya, Çin ve Hindistan’da ki üretim tesislerinin kapanması en olumsuz durumlardan birini oluşturmuştu.
Üretim zincirindeki bu aksaklık ikinci el otomobil fiyatlarında ki artış gibi ikinci el traktör piyasasında da ciddi bir artış yaşanmasına neden oldu. İkinci el traktör piyasasında 15 ile 35 Bin TL aralığında fiyat artışlarının yaşandığı görülmekte.
Sular çekildiği için bu dönem bir nebze karıncaların balıkları yediği bir döneme dönüşmüş durumda.
Birçok firma yetkilisi ile yaptığım görüşmelerde ise bu durumun tüm olumsuzluğu ile yaşandığını gözlemledim. Ancak süreç bayilerin her ay yapmak zorunda olduğu masraflar açısından ise zarar sarmalına dönüşmüş. Üstelik bayiler açısından zarar sadece aylık masraflarla da sınırlı kalmamış.
Döviz kurunda yaşanan artış ile firmaların bozulan üretim dengesi de buna paralele olarak güncel fiyatlarla maliyetlerin hesaplanmasına yol açmış. Bu da 3-4 ay önce ödemesi yapılan siparişlerin bile güncel fiyatlarla bayilere teslim edilmesine neden olmuş.
Bayi ve müşteri ile alış verişi güçleştiren bir durum karşısında, sattığının yerine aynı fiyatta ürün koyamayan sektör temsilerinin çaresizliği ise fuarda en net gözlemlenen durumlardan biriydi.
Peki, nereye kadar böyle devam edebilir?
Açıkçası sektöre bir MÜJDE veremem ama geniş hacimle çalışan firmalar için durum çok net değil, çünkü oluşturulan bayi ağının ayakta durması tek bir şeye bağlı, oda satış yapılmasına. Piyasa koşullarına göre hareket eden firma ve bayiler için ise bu süreci en az zararla atlatmak mümkün gibi gözüküyor.
Tüm sektörlerin derinden yaşadığı bu salgın süreci belirsizliği ile bir süre daha devam edecek gibi duruyor.