1.Dünya düzeninin kurulması için devletler arasında müthiş bir rekabet ve kanlı bir geri kalmışlığın çatışması yaşanmaktadır. Anadolu insanı aç, sefil ve yoksul dünyada ve ülkesinde olup bitenler karşısında bir haberdi.
Tarih Anadolu’yu Anadolu’da hüküm süren devletelere asker doğuran develete bakan bir sistemin merkezine yerleştirmişti. Ne eker ne diker, nasıl geçinir giderdi bu Anadolu?
Tüm bu yokluklar içinde ne toprağı vardı ne aşı nede ülkem diyeceği bir vatanı.
Alışmıştı Aşar vergisini (Osmanlı döneminde köylünün ürettiği ürünlerden alınan vergi) verip askere çağrıldığında yıllarca o cepheden bu cepheye sürülmeye.
Kimsesi yoktu bu kimsesizlerin!
İşte o büyük kurtuluş destanın yazılmasına ön ayak olan Anadolu artık kendi kaderini tayin etmişti. Kaderi onu son bir teste tabi tutmuştu, ya devletin kulu olmaya devam edecekti ya da halk olup millet olarak son sözü söyleyecekti.
“Ben isteseydim askerî bir diktatörlük kurar ve memleketi öyle yönetmeye kalkışırdım. Fakat ben istedim ki, milletim için çağdaş bir devlet kurayım” diyen Mustafa Kemal Paşa Türk Milletinin kendi kendini yönetmesini esas alan eşitlikçi ve halkçı bir sistemi ilan etti.
İşte o Başkomutan ‘’Efendiler Yarın Cumhuriyeti İlan Ediyoruz’’ diyerek milletine bir devlet ve sahibi olacağı bir sistem emanet etmişti.
Cumhuriyetin sahibi olanlar önce:
Aşar Vergisi kaldırıldı. (1925)
– Böylece köylünün üzerindeki ağır vergi yükü kaldırılarak Halkçılık ilkesi yürürlüğe konmuş ve köylünün cumhuriyet ile rahat bir nefes alması sağlandı.
Atatürk Orman Çiftliği kuruldu. (1926)
– Modern bir çiftlik kurularak köylüye örnek teşkil edilmesi sağlandı.
Toprak Reformu Yasası çıkarıldı. (1929)
– Bu kanun ile topraksız köylünün toprak sahibi yapılması kararlaştırıldı. Ancak toprak ağalarının tutumu nedeni ile tam başarıya ulaşamadı.
Ziraat Bankası’nın çiftçiye verdiği kredi olanakları artırıldı.
Çiftçiye tohum, fidan, damızlık hayvan verildi
Tarım Kredi Kooperatifleri kuruldu. (1929)
Tarımı modernleştirmek amacıyla Yüksek Ziraat Enstitüsü kuruldu. (1933)
İşte o tarihlerde ‘’KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR’’ diyen bir lidere sahip olan Anadolu kısa zamanda devrimsel bir gelişme göstererek dünya üzerinde kendi kendine yetebilen üretimi ve topraklarıyla emsal teşkil etti.
Lakin 96 yılık cumhuriyetin yarattığı kaynakların bugünkü sahipleri akılcı politikalardan uzak, yanlış politikalar sayesinde ne yazık ki küresel firmalar ve finans çevreleri oldu.
Silkelenip özümüze dönme, aynaya bakarak öz eleştiri yapma vaktidir fendiler!
Bize bahşedilen nimetlerin heba edilmesini şeker fabrikası gibi onlarca cumhuriyet emanetinin satılarak hiç edilmesine dur demek gerekmektedir.
Unutmayınız ki Her Fabrika Bir Kaledir!
Ve tek tek bu kaleler işgal edilmektedir.
İşte tüm bunları gördükçe, eşitlik ilkesine dayanan kimsesizlerin kimsesi olan Cumhuriyet’in bugünkü sahipleri ‘’Beyler yarın aşar vergisi alacağız!’’ derse sizce şaşırmalımıyız?