Yazmak için umut taşımak gerek!

Tarım ise, döne döne aynı konuların/sorunların gündem olduğu ve milim mesafe alınamayan memleketin bir müzmin meselesi. 

Neden? 

Bu sorunun cevabı artık iş bilmezlikle, beceriksizlikle hatta ahmaklıkla bile izah edilemez hale geldi. 

Bu seçeneklerin dışında artık bir tahmin edilenin ötesinde bir gerçeklik/neden var.

Birinci olarak politika koyucuların ve uygulayıcıların öncelikleri ve konuyla alakalı algıları bu alanda ciddi, kalıcı çözümlemeler üretilmesine imkan vermiyor. 

İkinci olarak 50 yıllık periyota baktığımızda ülke tarımının çizilen bir çizginin ötesine çıkmamasını esas alan bir kasıtlı tutum ve organizasyon bu alanda inkişaf sağlayacak adımların/adamların atılmasına bilinçli ve sistemli bir şekilde mani oluyor. 

Yine de bir kez daha yazmak gerekiyor, Allah’tan yana olan umudumuzla…

STRATEJİK ALGI, AKIL ve EYLEM GEREK

TGH (tarım, gıda ,hayvancılık)  meselesi bir avuç köylüyü ilgilendiren 3. Dereceden bir mesele değildir.  

Tarım meselesi stratejik hayati bir meseledir ve gittikçe önemi artmaktadır. Işıklı salonlarda lafla peynir gemisi yürütme toplantılarında ezbere konuşmalarda bunu tekrarlamaktan vazgeçip gerçekten bu konuda kafa patlatmanız ve bir şeyler yapmanız gerekiyor.

Kriz anında (ki dünya artık sürekli bir kriz kuşağında) 100 milyonluk bir ülkeyi 3-5 gemi gıda ile doyuramazsınız.

COGRAFYA BİLGİSİ ve BÖLGESEL ÜRETİM,TİCARET, SİRKÜLASYON BİLGİSİ GEREK 

Önünüze fiziki eski dünya (Asya,Afrika,Avrupa) haritasını alıp öncelikle TR’nin yerine (jeostratejik konumuna), Ankara merkezli 5 bin km’lik bir daire çizdiğinizde içinde kalan coğrafyaların iklimlerine, tarımsal potansiyellerine ve ticaretine bakmalısınız.

Ve göz ile izan sahibi iseniz dünyanın merkezinde olduğumuzu görerek ona göre planlama ve organizasyon yapmalısınız.

DATALARIN TOPLANMASI, YORUMLANMASI, POTANSİYELLERİN KEŞFEDİLMESİ VE PLANLAMA YAPILMASI GEREK

Öyle masa başında siyasetin ve bürokrasinin keyfine göre manipüle edilmiş  bilgilerle değil gerçeklerle yüzleşerek ülkeyi ve potansiyellerini yeniden keşfetmelisiniz. Köyleri boşalmış, çiftçi yaş ortalaması 60’ın üzerine çıkmış, yabancı/göçmen/mülteci olmadan hemen hemen hiçbir TGH faaliyetini yürütemeyen ve eseriniz olan çöküşü görmelisiniz. Ve sahici tedbirler almalısınız.

TOPRAK REFORMU, TARIM ARAZİLERİNİN MUHAFAZASI/KULLANIMI, TARIMSAL ÜRETİM MODELLERİ KONUSUNDA RADİKAL REFORMLAR YAPILMASI GEREK

Öyle 20-30 dönümlük arazilerde evcilik oynar gibi çiftçilik yapma devri geçti. Çiftçinin/Vatandaşın hiç hoşuna gitmese de 3-5 senede bir köyde değil bütün bir ülkede ve çok daha hızlı toprak reformu yapmalısınız.

Elde kalan tarım arazilerini korumanın bir çaresini bulmalısınız, belki biliyorsunuzdur beton rant getirir ama yenmez. Ve yeni bir üretim modeli/organizasyonu yapmalısınız dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok kulağınıza hoş gelmese de yüksek teknoloji ve makine ekipman desteğinde  komünizmin kolhoz uygulamasını revize edip hayata geçirmelisiniz. 

KÜRESELLEŞMENİN SAĞLADIĞI BÜYÜK TGH ALANINDA TİCARİ DÖNGÜSÜ TAHLİL EDİLMESİ VE ÜLKENİN PAY ALMASI GEREK

Dış ticaretten korkmayın ve fırça korkusuyla ülkenin sattığı 8-10 kalemin ihracatına yasak koymayın. Zaten yaşlı maşlı elinde bir avuç çiftçi kalmış bırak onlarda ihracatla para kazansın ki bu işe devam etsin.

Binlerce TGH kaleminden 3-5 de varsın pahalı olsun ne var bunda arkadaş!..

Bu durum hiçbir şeyi üretemeyen, her şeyi ithal eden, dışa bağımlı olmaktan çok daha iyidir. İhracat yasağı koymak yerine oturun masa başına bilgi/bilişim çağının nimeti dataları inceleyin  doğru düzgün planlama ve teşvik yapın.

Size 40 senedir bir yağlı tohum ve yem hammaddeleri meselesini çözememenin utancı yetmez mi? Kanada’dan Avusturalya’dan Güney Amerika’dan bu ülkeye  ve burnumuzun dibindeki ülkelere TGH ürünleri satılırken bizim bu büyük pastadan üretimi ve ihracatı artırarak pay almamamız sizi üzmüyor mu? 

TGH ALANINDA TİCARET,SANAYİ,LOJİSTİK, DEPO, MAKİNE EKİPMAN ALTYAPISINI GÜÇLENDİRMEK GEREK

Şüphesiz ki üretim en önemli başlık  ama bu üretimin nihai faydayı sağlaması için  uygun yöntem ve ekipmanlarla verimli/düşük maliyetli bir şekilde yapılması, ürünlere doğru ve uzun bir depolama süreci  sağlanması, hızlı ve sağlıklı düşük maliyetli lojistik imkanlarının kullanılması, TGH ürünlerinin yüksek teknolojik kullanan rekabetçi sanayi süreçleriyle katma değerli bir hale getirilmesi ve müthiş ticari potansiyelimizin desteklenerek onların elinden bütün dünyaya ulaşması/satılması sağlanmalıdır.  

Yönetsel beceriksizliğin doğurduğu devlete yeniden marketçilik  yaptırmaktan öteye vizyon genişletilmelidir. 

TGH ALANINDA ÜRETİM SÜREÇLERİ İÇİN NİTELİKLİ ELEMAN YETİŞTİRİLMESİ/İSTİHDAMI GEREK

Memleketin köy ve kasabalarına kadar üniversite/fakülte/yüksekokul açmak sonrada bunlarla “bacasız fabrika” diye övünmek son 40 yılın en büyük hatasıdır.

Hani üniversitelerde üniversite olsa…Latin Amerika ve Afrikadan perişan ülkelerin 3-5 üniversite ile girdiği ilk 500’e en son 2021’de  girmişiz.

Bilim merkezi değil, akademik paye ve diploma imalathanesi.

Ülkenin TGH üretimi herkesin öfkeli olduğu Suriyelilerin, Afganların eline bakıyor. Niye çünkü genç nüfusumuzun hepsi (0 puan alan 100 bin de dahil) üniversite okuyorlar.

Abisi hepsi diploma alıp 3-5 KPSS denemesinden sonra ağa paşa olacaklar bir masa başına kurulup emirler yağdıracaklar.

Onların köyde, tarlada, tapanda , sanayi de ne işi var. Onlar akşama kadar sosyal medyadan duyarlılık kasıp, zottirik fenomenleri takip edip KPSS hazırlanacaklar.  

TGH politika koyucuları bu üniversiteleri kapatmaya gücünüz yetmez, hiç olmazsa bunların bir kısmını TGH alanında nitelikli eleman yetiştirecek  mesleki eğitim okullarına çevirin.  

Sakın haaaaa…gidipte veteriner hekim, ziraat mühendisi yetiştirmeyin. Bu ülkede tarlada izi olmayan, ahırda üzerine ahmın bulaşmamış  yüzbinlercesi zaten var. 

Uzun lafa gerek yok ve zaten bu memlekette laf kalabalığından geçilmiyor.

Memleketin ortaya irade koyacak, akıllı, çalışkan ve en önemlisi iş yapacak/yaptıracak insanlara ihtiyacı var. Ve siz ülkenin bu konuda makus talihini değiştirecek neden bu insanlardan biri olmayasınız.

Vesselam…