TV100.com yazarı Hacı Yakışıklı, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı ile yaptığı röportajını sosyal medya hesaplarından farklı farklı başlıklarda paylaşınca dikkatimi çekti.

Hacı Yakışıklı, bugün İbrahim Yumaklı ile yaptığı gibi 2018 yılında da Yeni Akit gazetesinin Ankara Temsilcisi olarak dönemin Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli ile de bir röportaj yapmış ve Pakdemirli ile uygulanan tarım politikalarına büyük methiyeler dizmişti!

Hacı Yakışıklı’nın, paylaşımlarını görünce nedense Yeni Akit’te 6 yıl önce yayınlanan o meşhur röportaj geldi aklıma.

Hiç unutmuyorum, o dönem çalıştığım Milli Gazete’de sabah istihbarat toplantısı yaparken, algıda seçicilikten olsa gerek Yakışıklı’nın röportajı dikkatimi çekmiş, satır satır okumuştum.

Paragraflar arasına sıkıştırılarak, millete pazarlanmaya çalışılan o cümleyi görünce şok olmuştum.  

Bekir Pakdemirli denilince bugün herkesin aklına gelen hani o meşhur ‘Paramız var ki ithalat yapıyoruz’ sözü var ya, işte o tarihi (!) cümle Hacı Yakışıklı’nın röportajında satır aralarının içine gizlenmişti.

Biz de röportaj içinde saklanan bu cümleyi çıkartıp haberleştirmiştik.

Kamuoyu bizim yaptığımız haber ile; ‘Paramız var ki ithal yapıyoruz!’ cümlesi ile acı bir şekilde yüzleşmek zorunda kalmıştı!

Pakdemirli’nin bu sözleri kamuoyunda ciddi tepki çekmiş ve yeniden açıklama yapmak zorunda kalmıştı.

İşte o dönem bu cümleden hiçbir rahatsızlık duymayan Hacı Yakışıklı, aynı bugün attığı ‘Türkiye’deki tohumların yüzde 97’si yerli’ başlığı gibi o gün de ‘İthalattan çok ihracatımız var’ başlığı atarak aklınca Bekir Pakdemirli’nin PİAR’ını yapmaya çalışmıştı.

Ancak satır aralarına gizlenen o cümlenin gün yüzüne çıkmasıyla birlikte PİAR çalışması, Pakdemirli'nin aleyhine dönmüştü. 

Bugüne geldiğimizde Hacı Yakışıklı'nın röportajında bahsettiği özellikle tohum ve hayvan varlığı rakamlarının hiç birine girmeyeceğim. Çünkü ortada gazetecilik refleksiyle yapılmış bir haberden ziyade Yumaklı’nın tanıtımına yönelik yapılmış bir PİAR çalışması var!

Maalesef bu arkadaşlar, tarımda yaşanan sorunların ciddiyetinin farkında bile değiller. Eğer farkında olmuş olsaydı arpa tohumu ile domates tohumunu aynı kefeye koyarak, ‘Türkiye’deki tohumların yüzde 97’si yerli’ diye bir başlık atma cehaletinde bulunmazdı! 

İşin acı tarafı, 2018 yılında Bekir Pakdemirli’nin ‘Paramız var ki ithalat yapıyoruz!' cümlesini pazarlamaya çalışan Hacı Yakışıklı, bugün de gazetecilik görüntüsü adı altında PİONER, Monsanto, KWS, Limagrain ve Syngenta gibi küresel tohum firmalarının Türkiye’de ürettiği tohumları yerli üretim kılıfına sokarak millete pazarlamaya çalışmış!

Pizza bugün her evde yapılıyor. Ama pizza bir mantı gibi yerli bir yemek değil İtalyan yemeğidir. Pizzaya bugün nasıl yerli bir yemek diyemiyorsak PİONER ve diğer küresel tohum firmalarının Türkiye'de ürettiği tohumlara da yerli tohum diyemeyiz.

Bütün mesele bu tohum firmaları Türkiye'de üretimlerini durdururlarsa ne yapacağımızdır.  Özellikle mısır ve ayçiçeği tohumunda yüzde 90 ithalatçı bir ülke haline geliriz. Onlar tohum verirse tarlalarımızı ekebileceğiz vermezlerse ekemeyeceğiz demektir. 

İşte onun için 'yerli ve millilik' bu küresel tohum firmalarının Türkiye topraklarındaki hegomanyasını kırmaktan geçer. Sırf kendi reklamımızı yapmak için çiftçimize yabancı tohum firmalarının ameleliğini yaptırdığımız tohumları yerli göstererek, bu toprakları kalkındıramayız!