İsveç ve Finlandiya liderleri Nato’ya aynı uçakta yan yana giderken biz “yiğidin malı meydanda” diyerek yüzlerce kişilik dev orduyu Washington’a götürüp karbonu sala sala hava attık. 5 uçak, 5 yıldızlı konaklama, yüzlerce mühim insan, araçlar derken Türkiye’nin karbon kaynaklı NATO karnesi beş yıldızlı, oldukça kabarık. O kadar ki katılımcı diğer ülkelerin temsilcilerinin bile gündemine girdi. İtibara harcadığımız her kuruş gezegeni yok ederken emekliye ıstırap, yoksulun yüreğinde derin yaralar açıyor.

Askeri Harcamalar Gezegeni Öldürüyor

AB ordularının karbon ayak izi 25 milyon ton CO2, 15 milyon arabanın yıllık emisyonuna eşdeğer. Uzmanlara göre askeri harcamalar sera gazı salınımını artırırken iklim finansmanını zora sokuyor. 2022’de İspanya’da yapılan Nato Zirvesi’nde üye ülkelerin askeri sera gazı emisyonlarını 2050 yılına kadar yüzde 45 azaltılacak sözüne rağmen üye ülkelerin 2023 yılındaki 1,34 trilyon dolarlık askeri harcamaları, 233 milyon ton CO2 üretti. Düşeceğine her yıl yüzde 20’den fazla artıyor. Barışı tesis etmek isteyen NATO üye ülkelerinin askeri harcamaları kaynaklı ısı artışı zaten hasta
olan gezegenin ölümüne neden oluyor.

İklim Değişikliğinin Güvenliğe Etkileri Çok Derin

AB ülkeleri kısa mesafe uçuşları durdurdu, toplu taşımayı ödüllendiriyor. İklim duyarlılığında gelişmiş ülkelerin liderleri halka örnek oluyor. Yakın tarihlerde Kamu dahil her türden kurum ve kuruluşun üretimden kaynaklı çevresel etkilerini ölçmeye yönelik “Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Drektifi” Avrupa Birliği Parlementosu’nda kabul edildi. Butan birkaç yıldır GSYİH yerine Gayrisafi Mutluluk endeksini ölçüyor, Amaç herkesin yaşam izini düşürmek “parayla saadet olmaz algısını desteklemek.”

İklim Kaynaklı Sorunlar NATO Operasyonlarını Olumsuz Etkiliyor

10 Temmuz’da yayınlanan NATO Zirvesi Bildirgesinde “ülke liderlerinin iklim endişeleri” dikkat çekiyor. İklim Değişikliği ve Güvenlik Etki Değerlendirmesine göre; “hızlanan iklim değişikliğinin müttefik güvenliği üzerine derin etkileri var, en çok deniz kuvvetleri kabiliyetleri etkileniyor. İklim felaketi kaynaklı sorunlar, NATO’nun deniz, kara, hava, uzay ve siber olmak üzere her faaliyet alanını, misyon ve operasyonlarının dayanıklılığını riske atıyor. Raporda ilk defa NATO’nun potansiyel hasımları ve stratejik rakiplerinin iklim felaketinden nasıl etkilendikleri ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin iklime etkisi ele alınıyor. Raporun amacı; iklim değişikliğinin güvenlik üzerine etkisine ilişkin farkındalığı artırmak, felakete karşı operasyonel uyum yeteneği geliştirmek. Belli ki NATO’da iklim felaketinden korkmaya başlamış. İklim felaketi güneyi daha çok etkilerken kuzey ülkelere görece fırsatlar sunuyor. ABD ve Rusya kuzey denizi üzerinde şimdiden hak mücadelesine girdi.

Güvenli Olmayan Bir Gezegende Güvenli Bir Ülke Veya İttifak Yoktur

Stratejist Nick Buxton’a göre “COP 28’de yoksul ülkeler için belirlenen 100 milyar dolarlık iklim finansmanı fonu, ABD’nin Ukrayna ve İsrail için yıllık istediği 105 milyar dolarlık ek fonun yanında dişimizin kovuğunu doldurmayacak kadar az. Sadece NATO ülkeleri bile askeri harcamalarını iklim finansmanına yönlendirse gezegen kurtulacak.

Küresel askeri harcamalar toplam sera gazı emisyonlarının yüzde 5,5’i. İttifak ülkelerin bütçelerinin en az yüzde 2’sini ordularına harcayacaklarına dair kalıcı taahhüttün karşılığı 2,57 trilyon dolar, Rusya’nın yıllık üretimi kadar ekstra sera gazı demek. BM Çevre Programına göre bu bütçeyle yoksul ve gelişmekte olan ülkelerin 7 yıllık iklim adaptasyonu sağlanabilir. Diyen Buxton, NATO üyelerine, “iklim barış temettüsü” için baskı yapılmalı.” “İklim açısından Güvenli Olmayan Bir Gezegende Güvenli Bir Ülke Veya İttifak Yoktur” diyerek bütçenin yüzde 2’sini kalıcı askeri harcamalara ayırmanın
iklim felaketiyle örülü bir dünyada hiçbir anlam ifade etmeyeceğine” dikkat çekerek. En büyük savaşın iklimle olacağını ortaya koyuyor.

Velhasıl eller gider Mersin’e biz gideriz tersine. Dünya küçülmeye, çevresel etkilerini azaltmaya çalışırken biz yatırımı itibara yapıp faturayı da emekliye/işçiye/yoksula/ yoksuna yönlendirip tereyağından kıl çeker gibi işlerin içinden sıyrılıyoruz. Hadi hayırlısı.