“Türkiye’nin güçlü kası eritilmeye çalışılıyor, tarımda mesnetsiz tartışmalar ve odak kaydırmalarıyla tarım endüstrisinin motivasyonu yıpratılmaya çalışılıyor.”

Türk tarımının gerçek sorunları dururken, tarlada karşılığı olmayan konularla gündem yaratılmaya çalışılıyor.

Dekar nedir, hektar kaç metreye tekabül eder, ata tohumu, işlenen arazi, ekilen arazi, nadas gibi tarımsal literatüre ait kavramlar bilgisi eksik ilgisi arşa değen dillerde kafa karışıklığına, kısa vadeli manipülasyon, uzun vadeli beslenme kaygılarına yol açıyor.

Bilim okuryazarlığında vasat, okuduğunu anlayamayan, matematikte ikmale kalmış memleketimde rakamlar havada uçuşurken ortalık toz duman.

“Ata tohumu ekmek yasaktır” sansasyonlarından sonra sırada “ekilmeyen tarım arazileri ihanettir” söylemleri sosyal medyanın likelarını topluyor.

Herkesin dilinde ayrı bir rakam, istatistikten, matematikten nasibini almamış hesaplar kitaplar memleket sevgimizin de isyanımızın da odağında. Girizgâhın amacı yazacağım haberdeki mevzuları anlatabilmek için kavramların tarım bilgisinin ne denli önemli olduğunu anlatmak için.

İbrahim Yumaklı’nın geçtiğimiz aylarda TAKE projesi kapsamında “son üç yılda 4,7 milyon dekar atıl alanı tarıma kazandırdık” açıklamasından sonra. Mersin Ticaret Borsası/Bakliyat Ürün Konseyi Başkanı Abdullah Özdemir tarafından yapılan “30 milyon dekar nadas alanımız var, 25 milyon dekar kullanılmayan boş arazimiz var” açıklaması akılları karıştırdı. Koz arayanlara nur topu gibi yeni bir sosyal medya paylaşımı ürettik, hadi hayırlısı.

Mevzu öyle karışık ve alan bilgisi gerektiriyor ki anlatması ne mümkün. Kimileri boş arazilerin ekilmemesine kızarken kimilerine göre bu durum üretim artışı için bir fırsat diyor. Bir kısım da boş bir arazi olmadığını iddia ediyor. Ayıkla pirincin taşını.

Bakanın bahsettiği “Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi” (TAKE) projesi aslında boş veya nadasa bırakılan alanların yanı sıra işlemeli tarıma uygun olmayan alanlarda çeşitli üretim teknikleri kullanılarak verimin artırılması amaçlı bir proje.

Son yıllarda meyveye kaptırılan alanlarda stratejik ürünlerin ekimi yapılarak hububat, yağlı tohum ve baklagillerde kendi kendimize yeterlilik oranları yükseltilmek isteniyor. Su potansiyeline göre çiftçiye dağıtılan tescilli tohumlarla arazilerdeki verim artırılıyor.

Türkçe meali zaten ekim yapılan alanlarda verim artırılıyor, ürün yönlendirmesi yapılıyor. 2021-2023 yılları arasında 815 milyon TL’lik tescilli tohum desteğiyle 4,5 milyon dekar alanda üretim yapıldı. Zaten ekilen alanlarda verim artışı sağlandı. Ekim ayı itibariyle yeni tarım yılı başlangıcından itibaren gerek bitkisel üretimde gerekse hayvancılıkta yeni destekleme modelleri açıklanacak. Planlı dönemle beraber rakamlar çok daha net olacak, az kaldı ya sabır.

Boş Tarım Arazisi Yok

Sosyal medyada dönen milyonlarca dönüm boş arazi var açıklamaları ne demek. 2014 yılında toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’na eklenen “yeter gelirli tarımsal arazi” kavramı gereği arazide yetiştirilen ürün ne olursa olsun suluda yaklaşık 75 dekarın, kuruda 160 dekarın, meyve bahçelerinde 10 dekarın altındaki araziler “yeter gelirli” görülmemekte ve çiftçiler kar elde edememekte.

Bu anlamda, çiftçiler maliyetlerini azaltmak için mümkün olan en büyük alanda üretim yapmak ister, neden arazilerini boş bıraksınlar. Gerçek çiftçi durup dururken arazisinin bir bölümünü boş bırakmaz. Maliyetleri yüksek bile olsa daha çok alanda ekerek girdilerini düşürmeye karını artırmaya çalışır.

Günümüzde çiftçilerin çoğunun mutlaka bir kredisi var sırf krediyi kapatabilmek için bile daha çok alanda ekim yapar gelirini artırmaya çalışır. Hiç borcu olmasa belki tarımı bırakır ama o şimdilik mümkün değil.

Bu arada dünyanın en pahalı tarım arazilerinden biri bizde üzerinde tarım yapmak artık akla ziyan.

Rakamlar nereden çıkıyor

-Daha önce çiftçiler ÇKS’ye kayıt yaptırmadan üretim yapıyordu, geçtiğimiz yıllarda ÇKS kayıtları artınca sanki eskiden boş olan alanlar üretime kazandırıldı gibi düşünülüyor.

-Sulanan araziler arttıkça nadasa ayrılan arazilerin miktarı artıyor.

Atıl Tarım Arazileri Gerçeği

Kırsal alanda elbette boş araziler var hatta çoğu hukuken tarım arazisi ama gerçekte tarıma uygun alanlar değil.

-Köyden geçenlerin arazileri boşta kalıyor. Çoğu yerde yarıcı veya köylü ekmek istiyor bazen sahipleri izin vermiyor.

-Mirasçılar arasında sorun olduğunda taraflar izin vermiyor arazi boş kalıyor, onun için de yeni yasa çıkarıldı sorun gideriliyor.

-Gökyüzünden gördüğümüz her kara parçası tarıma uygun değil. Hukuken tarım arazisi yazan her yer gerçekte tarıma uygun değil. Taban suyu yüksek olan, kayalık, toprağı aşınmış, iklimi uygun olmayan, suya erişimi sorunlu, taban suyu yüksek, tuzluluk sorunu olan, Bor toksisitesi yoğun topraklar tapuda tarım arazisi gibi görülse de gerçek hayatta ekonomik anlamda üretim yapmaya değmez “buralarda üretim yapmak astarı yüzünden pahalıya gelir.” O nedenle de çiftçi buralarda üretim yapmaz, boş kalır.

Ekilmeyen Tarım Arazileri Uydudan Belirleniyor

Aslına bakarsanız atıl tarım arazilerinin büyüklüğü tam olarak bilinmemekle beraber yazılanların çok altında. Yıllar önce İl Tarımlara yazı yazılarak beş gün içinde ekilmeyen tarım arazilerinin belirlenmesi istenmişti. Söz konusu alanları belirlemek için şu anda uydudan takip yapılıyor, nadas dışında ekilmeyen tarım arazileri belirlenip “2 yıl üstü üste ekilmeyen arazilere yönelik kiralama uygulaması” başlatılacak.

Tarım Ekonomisti Ziraat Mühendisi İbrahim Oğuz’a göre “Türkiye’de çiftçinin kazanabileceği altyapıya sahip tarım arazilerinin ekilmemesi mümkün değil, çiftçi üretim rantablsa mutlaka ekim yapar, ekmiyorsa zaten tarıma uygun değildir.” Diyen Oğuz’a katılıp kanıtlarımı sıralıyorum.

Ekilmeyen Tarım Arazisi Olmadığına Dair Kanıtlarım

-Çiftçiler çoğu şehirlerde emlak arazilerini bile izinsiz kullanırken yanı başında bulunan araziyi neden ekmesin

-Kredi Kayıt Bürosu’nun verilerine göre Türkiye’de ekilen arazilerin yüzde 30’u kiralık, boş alan olsa çiftçi onu da kiralar.

-Karadeniz’de boş tarım arazisi bir kenara ev yapacak yer yok. Olsa herkes çay tarımı yapacak.

-Doğu’da arazilerin çoğu büyük ailelerin elinde küçükler arazi bulsa ekim yapar. 3 milyon tarım işçisinin arazisi olsa Türkiye’nin bir ucuna gidip işçi olur mu kendi tarlasında çalışır.

-Tigem’in arazilerinde kaçak tarım yapanlar bile var.

-Ege’de ekilebilir araziler bir tarafa imkânı olan ormanları delip zeytin bahçesi yapıyor.

-Anadolu’da çiftçiler meraları bile izinsiz ekmeye çalışıyor, boş arazi bulsa hiç affetmez hemen eker.

-Yaklaşık 3 milyon dekar nadas alanlarında ekim yapılmamasının sebebi toprağın verimini geri kazanmak için dinlendirilme gerekliliği. Son yıllarda çeşitli fenni yöntemlerle miktarı kısmen azalsa da tamamen ortadan kalması mümkün değil.

-Hala ikna olmadıysanız uçaktan aşağı bakın, gördüğünüz boş yerlerin çoğu ya nadas ya da verimi düşük, traktör girmesi mümkün olmayan araziler veya meralar bir daha düşünün.

Ekilmedik Bir Karış toprak Kalmasın Devri Bitiyor

Uzun vadede karbon azaltımı için üretimin azaltılması gerekiyor. AB’li çiftçiler “çiftliklerinin yüzde 4’ünde tarım yapmama yasasına” karşı çıkmak için yürüdü. Gelecekte üretim alanı daha da azaltılacak. İlgili yükümlülükler Paris Antlaşmasına imza atan Türkiye’ye de önümüzdeki yıllarda gelecek. Odağımızı daha çok ekmeye vereceğimize verim artırmaya versek dünya da gözümüz de doyar.

Ekilmeyen Tarım Arazileri Söyleminden Nemalananlar

“Tarım arazileri azalıyor, ekim yapılmıyor” diyenler “ekilmeyen tarım arazileri” üzerinden kural koyucuları suçlarken, bakanlıklar da eskiden ekilmiyordu bakın biz tarıma açtık diyerek başarılarını taçlandırmak istiyor. Sonuçta herkes konudan nasipleniyor.

Çiftçi Kamu Hizmeti Mi Yapıyor

Kantarın topuzunu kaçırıp çiftçiyi kutsayanlar üretimden ayrılan çiftçileri “vatandaşlık görevini yapmamakla suçlayacak” kadar ileri giderek konuyu vatani bir göreve bağlıyor. Oysa çiftçilik de diğer tüm meslekler gibi kutsal ve onurlu olup isteğe bağlıdır, istemeyen yapmayabilir. Ne zaman ki tarım kamu hizmeti olarak tanımlanır o zaman roller de sorumluluklar da değişir. Çiftçiyi kutsayacağımıza altyapısını iyileştirsek, destekleri doğru planlasak hayat çok daha kolaylaşacak.

Daha Az alanda Daha Çok Üretme Devri

Ülkeler su gerektiren ürünlerin ekiminden çıkıyor. Türkiye küresel meyve üretiminin yüzde 7’sini sebzelerin de yüzde 2’sini üretiyor. Dünyada sebze ve meyvelerin üretiminin düşmesine karşın ülkeler sağlıklı beslenme amaçlı giderek daha fazla kurutulmuş, besin değeri artırılmış meyve ve sebze talep ediyor. Almanya, Çin çoktan istemeye başladı. Türkiye için fırsat örtü altında üretilecek meyve sebzelerde olabilir daha çok ekeceğimize daha çok sera yapsak gübreyi de, ilacı da azaltmış tarımı iklimden korumuş oluruz.

Ezcümle; çiftçinin güçlü bir sesi olmayınca, çiftçiler kendi aralarında sağlıklı bir tarımsal örgüt kuramayınca herkes çiftçinin sorunları, istekleri üzerinden nemalanıyor.

Kimse çiftçinin gerçek dertleriyle ilgilenmiyor.