Son birkaç haftadır başımıza gelmeyen kalmadı. Süt fiyatlarında spekülasyon tavan yaptı. Sektör yıllardır olacakları bangır bangır dillendirirken konu gene bıçak kemiğe dayanınca gündem oldu. Döviz baskılandı, turizm beklediğini bulamadı, asgari müşterekte asgari ücrette buluşunca süt içme oranımız düştü, perakende de süt ürünlerinde yüzde 10 daralma oldu.

Kafamıza göre açıp kapadığımız ihracat kapılarında bekleyen süt tozu üreticileri özellikle Konya’da depoları doldurdu, daha fazla süt alamayacaklarını duyurup fiyatları aşağı çekmeye başladı. Onlar çekince Mersin gibi illerde düşürmeye başladı.

Süt Fabrikalarının Karı Düştü

Büyük süt işleme tesisleri Mayıs ayında 14,65 TL olarak açıklanan çiğ süt referans fiyatının altında süt almaya meyledince mevzu patlak verdi. Fabrikalar düşük fiyattan süt alıyor, yüksek fiyat telaffuz edildiğinde “depolarımız dolu” diyor. Konya’da 30 kadar süt tozu üreten şirketten kaynaklı sorun tüm Türkiye’deki süt fiyatlarının düşmesine neden olacak spekülasyonu doğurdu.

Tenhada bekleyen, ithalat sarmalında demlenen “et/süt” sorunları kartopu gibi gün yüzüne çıktı. Bize gelmez dediğimiz çiftçi protestoları traktörlerine atladı kapımıza dayandı.

Taraflar Toplandı

Geçtiğimiz birkaç hafta Ticaret Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı, perakende, süpermarket temsilcileri, üreticiler, süt tozu fabrikaları, birlikler gibi sektörün paydaşları ile yapılan toplantılarda durumu anlatmaya /anlamaya çalıştı.

Toplantı sonucunda önlemler/iyi dilekler paylaşıldı. Sosyal medyaya boy boy fotoğraf düşüldü. Durumdan nemalananalar, biz buradayız hallediyoruz, sorun yok, çözeceğiz, siz metin olun türünden açıklamalar “Bakanlıklar aciz mi, o kadar uzman konuyu çözemiyor da dışardan birileri gelip mi çözüyor sorularını akıllara getirdi.”

Görüş almak, öneri dinlemek kuşkusuz önemli gene de biraz şaşırmadık değil.

Herkes Haklı

Bakanlık müfettişleri fabrikalara giderken perakendenin faturaları incelemeye alındı. Süt fabrikalarının mazereti “süpermarketlerin 3-4 ayı bulan vadeli ödemeleri.” Onlara sorsan “öyle bir şey yok, bizim de satışlarımız düştü, zaten havalarda sıcaktı” diyorlar. Perakendeciye “sen de perakende kanununa uy derken” sanayiciye de “sen de kafana göre ceza kesme küçük üreticinin rızkını yeme” diyerek sorunların üstesinden gelme hedefi konuldu.

Üreticinin elinde süt kalmasın diye çiğ sütte uygulanan regülasyon yıl sonuna kadar uzatıldı, ihtiyaç duyulan illerde kotalar belirlenecek. Diğer taraftan asıl büyük sorun Eylül ekim gibi bankaların geri ödeme tarihinde süt inekleri kesime giderse asıl o zaman ayıkla pirincin taşını.

Dünyanın Sütü Artıyor

2023 yılı küresel süt pazarı bir önceki yıla göre yüzde 9 artışla 11,07 milyar dolar olarak gerçekleşti. Süt dünya çapında 344. En çok ticareti yapılan ürün olarak küresel ticaretin yüzde 0,048’ini oluşturuyor.

Zengin ülkelerin süt içme oranı yükseliyor. Almanya 1,69 milyar dolar ile ihracatın şampiyonu, pazarın yüzde 15,3’ünü yapıyor. Belçika, Hollanda, Yeni Zelanda onu takip ediyor.

Süt tozu pazarı diğer pek çok tarım ürününe göre daha stabil. Pazarın spotçusu Belarus, fiyatı kısmen o belirliyor. 8 Temmuz’da süt tozu ihracatı açılsa da çok işe yaramıyor, “elimde fazla mal var deyince” hemen ihracat yapılamıyor. İthalatçılar en az 6 aylık, istikrarlı pazarlara yöneliyor ya da düşük fiyattan spotçulardan ürün alıyor. Belarus’un elinde mal varsa Türkiye gibi istikrarsız ülkelerin ihracat yapması zorlaşıyor. Süt tozu ihracatçıları ihracatta teşvik bekliyor.

Ezcümle; korku tacirleri kaygı ekonomilerini yaratırken panik enflasyonuyla devasa sorunları halının altına itiyor kahramanlara sığınıyoruz. İnsanlık onuru uygarlık türbülansına maruz kalıyor, sendeleyip yola devam ediyoruz. Uygarlığın köleleri insanlık, sancılı antroposene yenilmek üzere, çöktük çökeceğiz. Her şeye rağmen konunun tüm muhataplarının iyi niyetli, vatansever olduğunu biliyor yüreğimize su serpiyoruz.