Tarım Kredi Kooperatifleri Genel Müdürü Hüseyin Aydın, bizim yaptığımız; ‘Öngörüsüz Hektaş hisse satışı’, Altın madeninin Cengiz Holding’e satılacağına yönelik iddialar ve en son Söğütözü’nde çiftçinin arazisi üzerinde YDA’ya yaptırılan 6 lüks plaza ile ilgili haberlerimizden dolayı bir hayli rahatsız olmuş görünüyor.
Gazetecinin en önemli görevi, görünür gerçekler üzerinden hareket ederek kamu adına denetim görevini yerine getirmesidir. 3 haberimiz de görünür gerçekler üzerinden hareket edilerek yapılmıştır.
Bu üç haber de öncelikle çiftçi olmak üzere kamuyu, ilgilendiren önem haberlerdir.
Birincisi Tarım Kredi’nin uzun yıllardır bünyesinde tuttuğu yüzde 3.8 oranındaki Hektaş hissesinin blok olarak OYAK’a satışı. Bu hisse satışından dolayı Tarım Kredi Kooperatifleri kısa bir süre içinde 2 milyar liranın üstünde zarar etmiştir. Ve biz de 2000’li yıllarda Tarım Kredi’nin içine girdiği kriz döneminde bile satılmayan bu hissenin, bugün hangi ihtiyaca binaen satıldığını ve bu hisse satışının bir piyasa araştırması yapılarak mı satılıp satılmadığını kamuoyunun gündemine getirdik. Dünyanın neresine giderseniz gidin kısa sürede böylesine bir kamu zararına neden olan hisse satışı haber değeri taşır.
Kamu adına görev yapan yöneticilerin de çıkıp bu konuda kamuoyunu sağlıklı bir şekilde bilgilendirmesi gerekir.
Ancak Hüseyin Aydın, ne yaptı?
Tarım Kredi’yi sözde basiretli bir tüccar gibi yönettiğini ve 800 bin garip gurabanın hakkını temsil ettiğini (!) iddia eden Hüseyin Aydın, çıkmış bir televizyon programına bizim gündeme getirdiğimizi sorulara cevap vermek yerine; yok biz ‘Marjinal bir gazeteciymişiz! Yok, biz bu haberlerden besleniyormuşuz (!) gibi ipe sapa gelmeyen ucuz ucuz ifadelerde bulunmuş!
Neymiş… Likiditeye ihtiyaç varmış! Sattıkları hissenin parasının turşusunu kurmamışlar! Gidip o parayla Nisan ayının gübresini şimdiden almışlar! (Sanki kendisinden önce Tarım Kredi hiç gübre almamışta kendisi ilk kez gübreyi Nisan ayında almış!) Bundan dolayı hisse satışından aldıkları 1 milyar lira belki bugün 2 milyar olmuş, 3 milyar olmuş! (Ne olduğunu kendisi de bilmiyor) Görüyorsunuz, bizim haberimizde gündeme getirdiğimiz, “bu hisse hangi ihtiyaca binaen satıldı ve bir piyasa araştırması yapıldı mı?” Sorusunun cevabını verememiş!
İşin daha vahimi, hisse satışında sadece piyasa değerinin defter değerine oranı ve fiyat kazanç oranına bakılmış!
Yani hisseler çok değerlendiği için satılmış!
Aslında bu bile Hüseyin Aydın’ın ne kadar büyük bir finansçı (!) olduğunu ve hisselerin öngörüsüz bir şekilde nasıl satıldığını ortaya koyuyor.
Düşünün bu hisseler borsa yoluyla normal yatırımcıya satılmıyor, şirketin sahibine yani patrona satılıyor. Patron, hisselerin çok değerlendiğine bakmadan blok olarak yüzde 3.8’lik hisseyi Tarım Kredi’den alıyor. Hem de ne zaman likiditeye ihtiyaç duyduğu için bedelli sermaye artırımı yaptığı bir dönemde.
Finansçı Hüseyin Aydın’a sormak gerekiyor; patron olan şirket nakit sermayeye ihtiyaç duyduğu bir dönemde piyasa değeri çok yükselmiş bir hisseyi 1.3 milyar lira ödeyerek neden alır acaba?
Neden aldığını Hektaş’ın bugünkü hisse fiyatları çok iyi ortaya koyuyor. Hüseyin Aydın’ın piyasa değeri çok yükseldiği için sattığı hissenin fiyatı bugün 3’e katlamış durumda. Demek ki hisse alış satışında, defter değerinin piyasa oranı ve fiyat kazanç oranı önemli bir kriter olmasına rağmen tek başına yeterli bir kriter değilmiş. Zaten Tarım Kredi bu hisseyi satmadan önce bırakın bir piyasa araştırma yapmasını bir aracı kuruma sorsalardı kesinlikle bu satışı yapmamalarını söyleyeceklerdi.
Gerçekten çok yazık!
Hüseyin Aydın, mirasyedi evlat gibi hiçbir piyasa araştırması yaptırmadan basiretsiz ve öngörüsüz bir şekilde yaptığı hisse satışından dolayı 800 bin çiftçiden özür dileyerek istifa edeceği yerde çıkmış bir de bizim gazeteciliğimizi sorgulamaya kalkmış!
Gelelim, Gübretaş’ın altın madeni sahasının Cengiz Holding’e satılacağına yönelik iddialara...
Mehmet Cengiz’in altın madeni sahasıyla yakından ilgilendiğini ve Fahrettin Poyraz döneminde burayı öldüm fiyatına satın almak istediğini bilenler biliyor. Hüseyin Aydın’ın da Mehmet Cengiz ile ne kadar yakın bir arkadaş olduğunu da bilenler biliyor. Hüseyin Aydın Genel Müdür olduğu dönemde de altın madeni sahası ile ilgili bazı girişimlerin olduğuna dair ciddi duyumlar alınca biz de bu konuyu kamuoyunun gündemine taşıdık.
Kamu adına görev yapan ve sorumluluğu olan bir yönetici bu iddialarla ilgili bir açıklama yaparak kamuoyunda oluşan endişeleri gidermesi gerekirken, Hüseyin Aydın tam aksine susmayı tercih etti.
Bununla ilgili de yine çıktığı o televizyon kanalında, bizim bu haberlerden beslendiğimizi (!) ileri sürerek bizden dert yanmış! ‘Bu haberler tamamen gerçek dışıdır’ demiş! Ama ne gariptir altın madeninin önümüzdeki süreçte satılmayacağına dair net bir cevap verememiş! Hatta kullandığı öyle bir cümle var ki; ‘Açıklama metnine ilişkin bir konsensüs sağlayamadık. İlerideki hareketlerimizi kısıtlayıcı bir açıklama gibi söylendi biz de onu yapmadık’ demiş.
Aslında bu cümle bile altın madeni sahasına yönelik gizemi ortaya koyuyor. Yani Genel Müdür diyor ki; ‘Gizlilikle yürütülen satış planını Milli Gazete deşifre etti, seçimler öncesi muhalefetin diline düşmemek için bu satışı şimdilik rafa kaldırdık ama seçimlerden sonra özel olarak ilgileneceğiz’ demektir. Yoksa çıkar ‘bugün ve yarın buraya dair kesinlikle bir satış planımız’ yok der konuyu kapatırdı.
Şimdi gelelim Tarım Kredi’nin Söğütözü’nde 49 bin 134 metrekare değerli arazisi üzerinde YDA’ya yaptırılan lüks plazalara.
Farkındayım yazı çok uzadı.
Zaten Tarım Kredi ve YDA meselesi çok derin ve ayrı bir yazı konusu. Ama burada sadece şunu söyleyeyim, Genel Müdür Hüseyin Aydın yaptığımız ‘Çiftçinin arazisinden lüks plazalar yükseldi’ manşet haberden de çok rahatsız olmuş ve ‘yalan istihbarata dayalı haber yaptığımızı ve sözde bir gazeteci olduğumuzu’ iddia ederek bir açıklama yapmış!
Aslında Tarım Kredi’nin yaptığı açıklama tam bir fecaat!
Yani YDA bile kendi lehine böyle bir açıklama yapamazdı!
Eğer Tarım Kredi bir üst mahkemeye de böyle itiraz ederse inanın Hüseyin Aydın bunun altından kalkamaz! Şimdilik bu kadarını söylemiş olayım.
Hüseyin Aydın’ın tabiri ile ‘marjinal bir gazeteci’ olarak bu konuyu da enine boyuna belgeleriyle birlikte kamuoyunun bilgisine sunacağız inşallah.
Onun için daha dur yeni başlıyoruz, Hüseyin Abi…
Erzurumluların tabiri ile niye herslenirsen ki…