Ukrayna – Rusya savaşı, Covit, iklim krizi dünya gıda sistemindeki çatlakları su yüzüne çıkardı. Endüstri devrimiyle gıda arzındaki ve fiyatlarındaki iyileşme 100 yıl dolmadan patlak verdi. Lale Devri bitmek üzere. Gıdalarımız çok olmasına rağmen dağıtamıyoruz. Gıda sistemleri yoksulların payına göz dikmiş durumda. Toprak, su, elverişli hava koşulları günümüzün en önemli tarımsal kaynağı. Sadece Afrika çölleri değil Türkiye gibi pek çok ülkede verim düşük, iklim kaynaklı üretim problemleri nedeniyle gıda üretiminde artış sağlamak bir tarafa dursun giderek üretim azalıyor. Her üç gıdadan birinin çöpe gitmesi de insanlığın yüz karası. 

Ukrayna Rusya Gıda Savaşı dünyanın dört bir tarafındaki yoksullara ölüm getiriyor. Rusya gıda savaşları için tetiği çekti. Donbaslı çiftçiler tarlada değil cephede, ateş düştüğü yeri değil tüm dünyayı yakıyor.

Kiev’in kuzeydoğusundaki Semypolky köyünde kışlık buğdaylar ilgi bekliyor, yazlıklar ekilemedi, tarım ekipmanlarında sıkıntı var. Liman ve karayolu altyapısı füzelerle vuruldu. Çiftçiler çelik yelekleriyle traktör kullanmaya çalışıyor hala kaldıysa. Avrupa’nın ekmek sepeti devrildi, içi boş kısa sürede dolacağa da benzemiyor. Dünyada topraklarını en çok eken ülke Ukrayna, % 57’si  ekiliyor, Amerika %17’lerde karşılaştırmayı siz yapın.  Arazileri çok verimli. Limanları elverişli, her yere yakın. Evlerde kullanılan ayçiçeğin %30’u Ukrayna’dan şimdi, her üç evden birinde yağda sıkıntı var. 

Ukrayna tarımsal ürünlerin %90’ından fazlasını deniz yoluyla taşıyordu, limanları saf dışı kaldı. Savaş riski hesapta yoktu. Limanlara alternatif demiryolları eski, yetersiz. Son bir aydır demiryolları onarılmaya, kara yoluyla yeni bir lojistik planı yapılmaya çalışılıyor. Türkiye’nin durumu farklı değil. Taşımacılığı karayollarına yükleyince benzer riskler olası. 

TAHIL SAVAŞLARI AFRİKA KITASINA ÖLÜM GETİRECEK

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres; “Ukrayna Rusya savaşı nedeniyle küresel gıda fiyatları geçen yılın aynı ayına göre % 30 daha yüksek” dedi. Guterres, Ukrayna ve Rusya yeniden gıda ihracatı yapmalı, aynı zamanda Beyaz Rusya ve Rusya tarafından üretilen gübrenin de küresel pazara entegre edilmesi gerekliliğine dikkat çekti. Ukrayna ve Rusya’dan uygun fiyata gıda satın alan Fas, Cezayir, Senegal, Somali,  Kenya, Libya, Mısır gibi ülkelerde toplu ölümler gerçekleşebilir. Libya buğday ihtiyacının %44’ü Ukrayna’dan. Hindistan Ayçiçek yağının %77’sini,  Çin % 63’ünü Ukrayna’dan temin ediyor. Dünyanın en yoksul 26 ülkesi buğdayın %60’tan fazlasını Rusya’dan alıyordu. Bazılarının Rusya ile çeşitli nükleer enerji antlaşmaları da var. Bu yaz açlık gerçek anlamda Afrika kıtasına ölüm getirecek. Pandemi nedeniyle zaten borç batağında olan Afrika ülkeleri yazı çıkarabilir mi belli değil. Afrika kıtasında kurumsal yoksulluk şimdi de Rusya kaynaklı.

GIDA SİLAHI ATEŞ ALDI 

Gelişmiş ülkeler fiyatları speküle etmek için gıdaları stoklama eğiliminde, tarımsal üretimi az olan ülkeler çok sıkıştığında yüksek fiyattan gıda satın almak zorunda kalacaklar. Kapitalimin yeni silahı gıdalar. Rusya, modern çağın gıda savaşlarının fitilini ateşledi, buğdaya dair herhangi bir açıklaması yok, rekolte nasıl, kime ne satacak belli değil. 

Hindistan, Rusya gibi toplamda 16 ülke gıda ihracatını ya yasakladı ya da kısıtlama getirdi. The Financial Times’in haberine göre Mart ayında Türkiye’de gıda fiyatları %70’den fazla arttı. 

UKRAYNA’NIN ELİNDE BULUNAN 20 MİLYON TON BUĞDAY DÜNYAYI RAHATLATABİLİR 

Savaş öncesi Ukrayna limanlarından aylık yaklaşık 5 milyon ton gıda dünyaya ihraç ediliyordu. Dünya buğdayının %30’u bu bölgeden sağlanıyor, Birleşmiş Milletler Amerika, Ukrayna ve Rusya ile gıda konusunda bir antlaşmaya varmaya çalışıyor. Ukrayna’nın elinde 20 milyon ton stokta buğday var. Serbest bırakılırsa hasat öncesi dünya buğday piyasalarını rahatlatabilir. Gözünü Hindistan’a dikenlere kötü haber buğday ihracatına yasak koydu.

DÜNYA BANKASI’NDAN GIDA GÜVENSİZLİĞİNE YÖNELİK PROJELERE 12 MİLYAR DOLAR

Dünya Bankası Grubu Başkanı Daviz Malpass, “önümüzdeki 15 ay için 12 milyar dolarlık projeler için ülkelerle ortak çalışmalara başladık dedi. Projeler yüksek fiyatların etkisini azaltmak, sosyal koruma ve sulama projelerini destekleme konularını içeriyor. Önümüzdeki dönemde gıda güvensizliğini gidermek için 30 milyar dolarlık fon yaratılacak. Fon; üreticileri, korumasız haneleri, gıda sistemlerini artan risklere karşı korumak için kullanılacak.

RUSYA GIDA SAVAŞI ÇIKARMAK İÇİN UKRAYNA’YI BAHANE Mİ ETTİ?

Ukrayna – Rusya savaşının en çok kaybedeni yoksul ve gelişmekte olan ülkeler. Rusya aslında bu savaş ile küresel gıda savaşlarını başlattı. Son 10 yıldır buğdayda yaptığı atılımı savaş ile taçlandırdı. Tahıl savaşları 2. Dünya savaşından, Soğuk savaştan bile zorlu. Rusya Devlet başkanı Vladimir Putin’in “tercih savaşı” olarak nitelendirdiği savaş tüm dünyada “tahıl savaşı” olarak yorumlanıyor. Savaşın kazananı şimdilik finans çevreleri, aracılar gibi dururken tarım politikaları ve stratejilerini güncelleyen ülkeler de uzun vadede karlı çıkabilirler yeter ki kararlı ve akıllı olalım.

TARIMDA KENDİ KENDİNE YETEBİLMEK 

Yaşanan gelişmeler ışığında dünyada en çok konuşulan konuların başında “kendi kendine yetebilmek” geliyor.

Birkaç yıl önce olsa tarımda kendi kendine yetebilmenin teknik bir konu olduğunu; ekonominin doğası gereği bazı ürünlerin alınıp / satılıp karşılıklı ticaretin ekonomiye can katacağını söylerdim. Şimdi her şey tepetaklak. Stratejik ürün tanımı bile tartışmaya açık. Fındık, fıstık, çay, buğday, arpa, şeker pancarı, zeytin, ayçiçeği, yaş sebze meyve gibi ilk on ürünün yurt içinde temel düzeyde üretilmesi gerekliliği, ihracat için ithalat yapılabileceği gibi temel konularda bile soru işaretleri var. 

Çünkü toprak hasta, iklim krizde, lojistik maliyetler ateş pahası böyle olunca ürün deseni yapmak, lojistik plan yapmak tarımı komple yönetmek hiç kolay değil. 

Tarımda kendi kendine yetebilmek nasıl yorumlanmalı, sınırı ne olmalı? Kimileri; özellikle gelir düzeyi düşük grupların tükettiği ilk 10 gıdanın temel ihtiyaç kabul edilip iç pazarın ihtiyacı olan miktara ihraç yasağı konulup gıda güvencesini garanti altına almak gerekliliğinden bahsediyor.

İklim krizi, toprak yapısı, su rezervleri,  maliyetler nedeniyle bazı ürünlerin dışardan alınabileceği konusu da şimdilerde üzerinde en çok tartışılan mevzu. Bazı tarımsal ürünleri üretmek yerine ithal etmek daha avantajlı olabiliyor lakin şimdilerde paran varsa bile alamayabiliyorsun. Diğer taraftan suyu, güneşi, toprağı tüm kaynakları etkin kullanıp israf etmemeliyiz. 

KENDİ KENDİNE YETEBİLMEK İÇİN ORMANLAR TEHLİKE ALTINDA 

Gıda korumacılığı önümüzdeki dönemde temel tarım ürünlerini üretebilmek için bazı ülkelerin orman alanlarını tahrip edip tarıma açabileceği de konuşulanlar arasında. 

HER ŞEHİR ÖNCE KENDİ KARNINI DOYURSUN 

Kentlerin çevresine planlanacak tarımsal alanlar ile şehirlerin gıda lojistik maliyetleri azaltılabilir, bölgesel farklılıklar dışında coğrafya ile uyumlu ürünler yetiştirilebilir. Bu sayede domates Antalya’dan Rize’ye yol parası ödemek zorunda kalmaz. Kentlere yakın alanlarda tarım yapmak, gıda endüstrisinin kanayan yarası olan aracı maliyetlerini de düşürebilir. Her şehre bir karbon çiftliği zorunluluğu getirilmeli. Şehirler hem gıdalarını üretecek hem de karbon emisyonunu azaltacak, bir taşla iki kuş. 

ÖNCELİK HALKA

Domatesin sulusu, portakalın sarısı yurt dışı pazarlara giderken görece daha kalitesiz ürünleri yurt içinde yemek durumunda kalıyorduk. Fıstığın iyisi iç pazara düşmez diyenlere haberler kötü yeniçağın tarım modası öncelik iç pazara. 

Velhasıl; tarımı yönetmek hiç olmadığı kadar zor. Tarımda kendi kendine yetebilmek, stratejik ürün tüm bunlar yeniden tanımlanmalı önce karnımızı doyurup sonra da tarımdan para kazanmanın yolu bulunmalı.