Kurban Bayramına 40 gün kala yine gündemde et ithalatı konusu var. Yani uzun zamana sair yanlışların sonucunda ortaya çıkan ve çıkacağı daha önceki tecrübelerle de sabit bir durumla karşı karşıyayız.
*****
Her 5 yılda 'dolap beygiri' gibi ülkemiz hayvancılığının yine aynı noktaya gelmesi doğal bir döngü olmasa gerek.
Yaşadıklarımız, sebep ve sonuçları pekâlâ bilinmesine rağmen gerekli tedbirlerin alınması konusunda güçlü-kararlı bir iradenin ortaya konulamamasının bir sonucudur.
Konuyla ilgili birçok insanın bildiği ve ifade ettiği üzere hayvancılık alanında rutin hale gelen krizlerin önüne geçmek veya en azından kriz dönemlerini ciddi hasarlara neden olmadan atlatmak için yoğunlaşılması gereken iki konu başlığı var…
*****
Birincisi hayvancılık girdileri içerisinde en büyük maliyeti teşkil eden (minimum yüzde 70) yem fiyatları, ikincisi de süt fiyatlarıdır. Bu iki konuda özgün çalışmalar yapılıp gerekli tedbirler alınmadıkça diğer yapılacakların günü kurtarmaktan öte kalıcı sonuçlar doğurması mümkün değildir.
Bu konu, etraflıca değerlendirilmesi gereken bir ayrı başlık olduğundan şimdilik detaya girmiyorum. Ve tabi ki toplumun tüketim alışkanlıkları...
*****
Gelelim et ithalatı konusuna…
54 bin ton karkas et Kurban Bayramı öncesi piyasayı dengelemek üzere ithal edilecekmiş!
Her şeyi bir kenara bırakalım, bayrama 40 gün var. İzinlerin çıkarılması, uluslararası yüksek tonajlı ticari bir operasyonun organize edilmesi, hayvanların tedarik edilmeleri, kesimlerin yapılması ve bir haftalık transport süresini düşününce bu ithalatın bu kadar kısa sürede gerçekleştirilmesi hiçbir şekilde mümkün değildir.
*****
Bu durumda iki husus hemen akla geliyor. Birincisi gerekli prosedürler tamamlanmadan bu uluslararası organizasyon yapılmış, tedarikçiler bulunmuş, hayvanlar tedarik edilmiş ve kesime hazır bekliyorlar. İkincisi ise bu operasyon şuan hâlihazırda piyasaya müdahaleye matuf bir ithalat olmayıp başka saiklerle gerçekleştirilecek olan bir ticari operasyondur.
Özellikle, Hayvancılık Genel Müdürü Mustafa Kayhan'a göre et fiyatlarının artmasının nedeni 'yetiştiricideki Kurban Bayramı sendromu'. Kayhan, “Yetiştiriciler kendisini kurbana göre ayarlıyor. Bu sebeple bayram öncesi arzı azaltıyor" dediğini ve bu tespitinin de doğru olduğu bilgisini bir kenara not alacak olursak Bakanlığın bir başka biriminin 40 günlük bir sürede imkansızı başarmak konusunda istek ve ısrarını anlamakta ve anlamlandırmakta güçlük çekiyoruz.
*****
Daha önemli bir hususun burada özellikle altını çizmek istiyorum. Eylül ayı sonunda idrak edeceğimiz Kurban Bayramı okulların açıldığı dolayısıyla eğitim harcamalarının yapıldığı, kış hazırlıklarıyla ilgili bütçelerin oluşturulduğu, ekonomik ve siyasal belirsizlikler nedeniyle harcamaların kısıldığı bir döneme ve de çok kuvvetle muhtemel bir erken seçim arifesine rastladığını göz önünde bulunduracak olursak talepte doğal olarak bir daralmanın olacağını söylemek çok tuhaf olmayacaktır.
Özellikle de yetiştiricilerin yüksek maliyetler ve beklentiler nedeniyle büyükbaş hayvan fiyatlarının tavan yapması, geçen yıllara göre daha çok büyükbaş hayvanın Kurban Bayramına yönelik hazırlanması nedeniyle yukarıdaki olumsuzluklara ek olarak arz-talep dengesinde bir bozulma olacaktır.
Korkarım ki bayramda yüksek karla hayvanını satmayı planlayan yetiştiriciler büyük bir hayal kırıklığıyla bayram sonrası hiçte hoşlarına gitmeyecek karkas fiyatlar üzerinden hayvanlarını kestirmek zorunda kalacaklardır. Her ne kadar kurbanlık tercihinde küçükbaş hayvan avantajlı olsa da çok dramatik olmamakla beraber benzer durum küçükbaş hayvanda da yaşanacaktır.
*****
Netice olarak; 5 yıllık periyotlarda yaşadığımız gibi Kurban Bayramı fiyatların zirveden döneceği ve hızlı bir çöküşün başlayacağı nokta olacaktır. Yüzde 60 hammaddesi ithal edilen dolayısıyla fiyatı sürekli yükselen yem maliyetleri ve süt fiyatlarının değişmediği bir süreçte son bir yıldır 9-10 bin TL damızlık hayvan alan ve 18-20 TL/kg besi hayvanı alıp besleyen yetiştiriciler, bu sürecin en büyük mağduru olmaya namzettirler.
*****
Kalıcı tedbirlerin alınmadığı hayvancılık sektöründe yapılması planlanan et ithalatı bu çöküşü hızlandıracak bir etki oluşturacaktır. Önce damızlık ve canlı hayvan fiyatları hızla gerileyecek et fiyatlarında geçici bir düşüş yaşanacak ve özellikle borçlu küçük-orta işletmeler sarsılacak, iflas edecek ve üretimden çekilecektir.
Ülkemizde işletmelerin minimum yüzde 90'nını oluşturan aile tipi 2 milyon işletmenin-ailenin (5 milyon seçmenin) politika oluşturulmasında ve ortaya çıkan olumsuz sonuçlarda hesap sorucu yön verici olmaması ise tam manasıyla bir garabettir.
Böylesine büyük bir kitlenin 80-100 tane büyük yetiştirici, et taciri ve sanayicisi kadar etkili olamaması ise ayrıca üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur. Ve bu büyük kitle vekâlet verdikleri, üye oldukları ve sırtlarında taşıdıkları ama esamesi okunmayan birlik ve kooperatifleri gözden geçirmelidir.
Saygılarımla…