****Deprem ve tarım konusunda dünyanın çoğu ülkelerinden daha çok yazılan, söylenen ve çözüm önerileri sunulan ülkeler arasındayız…..
Şehir merkezlerinde öncelikle canlar kurtarılmaya başlandı. Sonra enkaz kaldırma işlemlerine geçildi.
Köylerde, kırsal kesimde hala olumsuzluklar devam ediyor.
**Çiftçiler deprem mağdurları olarak kabul görmüyorlar..
Göstermelik yardımlar, plansızlığı, organize bozukluğunu kapatamadı.
***Fay hattının üzerine yapılan binalar depremde yıkılıyor. Dere yataklarına yapılan yanlış yapılar afetlere neden oluyor. Binanın kolonları kesiliyor, malzemeden çalınıyor, kaçak yapılaşmaya göz yumuluyor, sonu hüsran… Çiftçiler yalnız bırakılıyor, köylerde hala enkazlar duruyor. Bunlara kader deniyor. Çiftçimizin göç etme başka işlerden para kazanma şansı yok. Sorunlar devam ediyor.
Ülkemizde özellikle deprem bölgesinde çiftçimizin durumu değişir mi? Siyasetin çok mu umrunda?
****Sorunların asıl kaynağı sistemdir... Sistem değişmedikçe daha çok afet yaşarız. Çok üzülürüz.. Ayrıca, ahlaklı büyümeye mecburuz.
Ülkemizde seçim süreci ile ne yazık, balonlar uçmaya başladı…
***Tarım ve Orman Bakanı önce milletvekilliği ve tarım komisyon başkanlığı yapmıştır. Ziraat Mühendisidir. Üstelik akademik kariyeri bulunmaktadır.
Tarımda iz bırakan Rahmetli Bahri Dağdaş ile kıyaslanabilir mi?
****Bakanlık ithalat bakanlığına dönmüştür. Bakan, liyakat nişanı alabilir mi? Fransa tarımına hizmetinden dolayı Bakan Mehdi Eker Fransa’dan liyakat nişanı almıştı.
Son 20 yılın iktidarda olan partinin tarım bakanı 2023 yılında müjde gibi haberler veriyor!
25 Mart 2023; TBMM’de kabul edilen 422 sıra sayılı Kanun ile planlı üretim dönemi başlıyor. Stratejik ürünlerde arz güvenliği korunacak. Arz ve talep miktarı dikkate alınarak fazla veya eksik üretimin önüne geçilecek. Çiftçilerimiz ürünlerini kolaylıkla pazarlayabilecek.
****20 yıldır yapılamayan seçime giderken hatırlanan devrim niteliğinde sunulan uygulamaları ve hayata geçirilen hem de Türk tarımı ve çiftçimiz için bir milat olduğunu söylenen konulara bakalım..
Tarım ve orman alanında;
-Planlı üretim,
-Suya göre tarım,
-Sözleşmeli üretim,
-Üretim planlaması,
-Sözleşmeli üretim,
-Boş kalan arazilerin üretime kazandırılması,
-Orman köylülerimizin refah seviyesinin artırılması,
-25 Mart 2023; TBMM’de kabul edilen 422 sıra sayılı Kanun ile planlı üretim dönemi başlıyor,
-Stratejik ürünlerde arz güvenliği korunacak,
-Arz ve talep miktarı dikkate alınarak fazla veya eksik üretimin önüne geçilecek,
-Çiftçilerimiz ürünlerini kolaylıkla pazarlayabilecek,
****İktidar partisinin son tarım bakanının açıklamaları bunlar. Demek ki 20 yıldır kimsenin aklına bunlar gelmemiş. Ne kadar tarımda boşluk varmış. Diğer bakanlar neden bu konulara ilgi göstermemişler… Bu nasıl disiplin, akıllı çalışma, planlama?
***Üstelik Bakanda o yıllarda milletvekili üstelik Tarım Komisyonu Başkanıydı.
***Üstelik Bakanın bürokratları 20 yıldır o koltuklarda oturuyorlar.
***Üstelik bugüne kadar ülkemizde planlı üretim başlamamışsa, suya göre tarım yapılmıyorsa, devrim niteliğinde bu düzenlemeler yoksa bu bir milat ise bu sorunlarda gerekli düzenlemeler bulunmuyorsa suçlu kim?
Kim bunun hesabını verecek?
Yine suçlu, üretici, çiftçi, soğan, patates, et, peynir, süt mü?
****Çıkan bu düzenleme ile uygulamada neler yapılacağı çok iyi takip edilmelidir. Eylemde görmek gerekir. Örneğin; Tarımsal desteklemenin yasal dayanağı, 2006 yılında çıkan Tarım Kanununun 21. Maddesindeki “Bütçeden ayrılacak kaynak, gayrisafi millî hâsılanın yüzde birinden az olamaz” hükmüdür. Kanunda olmasına rağmen her yıl tarımsal destekler % 1’in altında kalmıştır. Görüldüğü gibi kanunda yer alması yetmiyor.
****Bu düzenlemelerle başarı gelecek mi?
****Bakanlığın öncelikli sorunları çözülmeden başarı gelmesi mümkün değildir. Olan ülkenin tarımına, çiftçisine ve millete oluyor. Öncelikli sorunları bir kez daha belirtelim;
1- Öncelikle bilime ve kaliteli eğitime önem verilmelidir..
2- Tüm kamu ve kuruluşlarında, STK’da, Üniversitelerde bilim ışığında yapısal reformlar yapılmalıdır.
3- Zihniyet değişmelidir?
4- Liyakate önem verilmelidir?
5- Geleneksel yönetimden çağdaş yönetime geçilmelidir.
****Tarım ve Orman Bakanlığı, Üniversitelere benzemez.. Yönetilmesi çok zordur. Hantal bir yapısı vardır. Akıllı ve kaliteli yöneticiler ve takım oyuncuları ile akıllı ve kaliteli takım kurmak gerekir. Ancak bunun sonucunda akıllı ve kaliteli liglerde oynayabilirsiniz.
****Akıllı? Eli ayağı toprağa değen, hem mektepli hem alaylı olan, kendini bilimle, kaliteli eğitimlerle geliştiren, yenileyen, okuyan, araştıran, paylaşan, uzlaşı kültürünü seven, çözüme odaklı, takım oyuncusudur. Ayrıca sadece ben bilirim, benden başkası bilmez, benden başkasının söylediği yanlıştır, demeyendir.
****Yapısal reformlara bir örnek verelim.
Bitkisel üretim yapmak isteyen bir yatırımcı sorularının cevabını almak için kaç genel müdürlüğe gider?
Bitkisel üretim, hastalık ve zararlılar, mekanizasyon, sulama, örgütlenme, destekleme, araştırma, ithalat, ihracat, piyasaları düzenleme, pazarlama konuları ayrı ayrı genel müdürlüktedir. Bu hayvansal üretimde de aynıdır.
Taşra teşkilatında da bu böyledir.
****Burada özellikle ilçe teşkilatlarında çalışanların hakkını vermek zorundayım. Her konuyu bilmek zorundadırlar. İzinlerinde, sağlıklarında, çocuklarının eğitiminde her konuda sürekli sorun yaşarlar. Üstelik yaptıkları işlerin çoğu, idari, hukuki ve mali konulardır. Sorumlulukları çok fazladır. Aldıkları ücret, merkez teşkilatı ile aynıdır.
Kırsal kesimdeki, köylerdeki hastalar daha iyi sağlık hizmetini hak ediyor. Bu konuda yapısal reformlar yapılmalıdır. Gelişmiş ülkelerde kırsalda teknolojinin yarattığı fırsatlardan daha fazla yararlanıyorlar. Yeni teknolojiler, her gün kaliteli bakıma daha iyi erişim için heyecan verici fırsatlar sunuyor. Yapay zekâ, izole sağlık çalışanlarının uzmanlık eğitimi olmadan hızlı teşhis için bilgi toplamasına yardımcı oluyor. Cesur olma ve gerçekleştirme zamanı gelmedimi?
****Kısaca tarıma bütüncül bakmak zorundayız.
****Küresel dünyada tarım ve gıda konuları çok karışık bir durumdadır. Küresel piyasa, pazarlama, ticarette sorunlar var....
****Ülkemizde farkında olmadığımız bir tehlike var. Ülkemizde görülen sel taşkınlarının çok iyi izlenmesi gerekir. Dünyada sel taşkınları balıkları öldürüyor. Geçen hafta Menindee Göllerindeki balık ölümleri tamamen şok edici bir olaydı. Arkadan aynı ölümler Victoria'daki Swan Hill yakınlarında meydana geldi. Ölen balıklar arasında çoğunlukla kemikli çipura, altın levrek ve gümüş levrek ile bazı Murray morina balığı ve sazan bulundu.
****Yetkililer, balık ölümlerinin sel nedeniyle sudaki düşük oksijen seviyesi ve sel sularının çekilmesiyle oluşan yüksek sıcaklıkların bir sonucu olduğunu söylediler. Darling nehrinin taşkın yataklarından sızan sel suları tarafından nehir sistemine getirilen çürüyen organik maddelerle daha da şiddetlendiği söyleniyor.
Ölümlerin bir nedenini de taşan sularla çiftliklerden gelen kimyasal maddeler olduğu düşünülüyor.
****Ukrayna işgalinden bir yıl sonra, gıda ihracatındaki kısıtlamalar azaldı, ancak endişeler devam ediyor. Fiyatlar yüksek kalmaya devam ediyor ve yeni şoklar onları tekrar yükselişe geçirebilir.
****Yüksek fiyatlar esas olarak daha geniş küresel enflasyonun bir yansımasıdır. Ocak ayında mısırın ortalama fiyatı, 2021 Ocak ayına göre yüzde 31, buğdayın fiyatı ise yüzde 14 arttı. Pirinç fiyatları yüzde 2 daha düşüktü. Ancak Hindistan pirinç ihracatında koyduğu yasaklamaları devam ettirirse pirinçte fiyatları %5-15 artırabilir. Tayland ve Vietnam gibi ihracatçılar ihracatı yasaklayarak yanıt verirse, bu fiyatları yüzde 20'ye kadar yükselten bir çarpan etkisi ile sonuçlanabilir.
****Rusya tahıl anlaşmasının şartlarını belirledi, Putin Afrika için bedava tahıl önerdi
Reuters haberine göre, Rusya Pazartesi günü Karadeniz tahıl anlaşmasının herhangi bir şekilde daha fazla uzatılmasına ilişkin şartları açıkladı. Putin, bu şartların karşılanmaması halinde Moskova'nın Afrika ülkelerine bedava tahıl gönderebileceğini söyledi.
Ukrayna ve Rusya'nın Karadeniz limanlarından güvenli bir şekilde tahıl ihracına izin veren anlaşma, 60 gün süreyle (planlanan sürenin yarısı) yenilendi.
Ruslar Anlaşmanın Mayıs ayında yenilenmesi için bazı şartları olacak. Rusya'nın devlete ait tarım odaklı bankası Rosselkhozbank'ın SWIFT finansal mesajlaşma sistemine erişiminin yeniden sağlanması, tarım makineleri tedarikinin yeniden başlatılması ve yabancı varlıkların ve hesapların blokesinin kaldırılması isteniyor.
Rusya ayçiçek yağı ihracatını artırabilecek ve Ukrayna'yı yakalayabilecek mi?
Rus buğday fiyatlarının ton başına 300 doların altına düştü. Yeni sözleşmeler için 250 $ teklif yapılıyor.
Ayçiçek tohumları, ayçiçek yağı ve buğday fiyatları, tarım piyasasıyla ilgili olmayan nedenlerle düştü. ABD Silikon Vadisi ve Signature bankalarının kapanmasının petrol fiyatlarında düşüşe yol açtığını ve bunun da dünya piyasalarında gıda maliyetinin düşmesine katkıda bulunduğunu, eğilimin devam edeceğine dair tam bir güven olmadığı belirtiliyor.
****Rusya'da, son 2-3 hafta içinde ayçiçek fiyatı ton başına 30.000'den 20.000 rubleye düştü. Bu da bu işi kârsız hale getiriyor. Ekilen alanı azaltmak söz konusudur.
Rusya, buğday ve ayçiçek yağı ihracatını askıya alabilir.
****Fransa’da buğday, 2021'den bu yana en düşük fiyatı olan 250 €/tonun altına düştü
Analistler, bu genel düşüşün, bir finansal kriz korkusunun yanı sıra Karadeniz arzının öneminden de kaynaklandığına dikkat çekiyor.
****Bir USDA raporuna göre Japonya, 2023-24 pazarlama yılında daha fazla buğday ve daha az pirinç ekme eğilimini sürdürecek. USDA'nın ön tahminleri ayrıca 2024-25'te pirinçten buğdaya geçişin devam ettiğini gösteriyor. Çiftçiler buğday üretimini daha da artırabilir, ancak yerel tedarik zincirleri şu anda her yıl işleyebilecekleri yerli buğday miktarı ile sınırlıdır. Japon hükümeti, Gıda Güvenliği Güçlendirme Politikası Çerçevesi kapsamında buğday ve soya fasulyesi üretimini artırmayı hedefliyor ve ayrıca 2023'te tedarik zinciri altyapısı iyileştirmelerini finanse edecek. Japonya geleneksel olarak dünyanın en büyük 10 buğday ithalatçısı arasında yer alıyor ve arzının çoğu ABD'den geliyor.
****Almanya’da tarımsal destekleme modeli değişiyor.
Berlin, gelecekteki AB çiftlik fonlarına damgasını vurmaya hazırlanıyor.
Alan bazlı ödemelerden uzaklaşma ve kamu mallarının sağlanması için ücretlendirmeye doğru gidiliyor.
Gelecekteki tarım sübvansiyonları için artık doğrudan ödeme yok.
***Yeni yaklaşım; “kamu malı kamu parasına” olması gerektiğini vurgulanıyor.
***Fonların ekilen hektar başına ödenmesi yerine, tüm sübvansiyonların iklim, sağlık veya çevresel önlemler gibi topluma daha geniş fayda sağlayan hizmetler sağlamaya bağlanması gerektiğini söyleniyor.
***OTP bütçesinin çoğu şu anda, fonları büyük ölçüde ekili alanlara dayalı olarak çiftliklere tahsis eden sözde doğrudan ödemelere gidiyor.
***Doğrudan ödemeleri tamamen böyle bir “kamu malı” ilkesiyle değiştirmek istiyorlar.
Doğrudan ödemeleri ortadan kaldıran ve "iklim ve çevre hizmetlerini ödüllendiren" bir sistem geliyor.
Aynı talep, çiftçilerin temsilcilerinden, çevrecilerden, araştırmacılardan ve daha fazlasından oluşan bir paydaş komisyonu tarafından da talep edildi. 2021 nihai raporunda kurum, CAP kapsamında bölgeye dayalı doğrudan ödemeleri aşamalı olarak kaldırma çağrısında bulundu.
***Doğrudan ödemelerin yerini alması gereken bir “kamu malları primi” getirilmesi için lobi yapılıyor. Şu unutulmuyor; her şeyden önce çiftçiler için bir bütçe..
*****Tarımda ters giden, sürekli tekrarlanan döngüler var..
Küresel dünyada gıda fiyatları yükselirken ülkemizde gıda fiyatları hemen yükseliyor. Küresel dünyada gıda fiyatları düşerken ülkemizde hemen düşmüyor üstelik yükselmeye devam ediyor.
Küresel dünyada akaryakıt, gaz, gübre fiyatları yükselirken ülkemizde hemen yükseliyor. Küresel dünyada akaryakıt, gaz, gübre fiyatları düşerken ülkemizde hemen düşmüyor..
İlgili otoritenin piyasayı çok daha hızlı ve etkili denetlemesi gerekiyor.
Devlet ve millet sevgimizi her zaman gösteriyoruz.
Hayat pahalılığı hepimizi etkiliyor. Yinede deprem bölgesine yardımlara devam edelim.. Onları unutmayalım.